1.Carlos Kimdir? 1.Carlos Hayatı

DOM 1. Carlos,1863 tarihinde dünyaya gözlerini Portekiz adalarının ıssız bir yerinde açmıştır.1889 tarihinde ise hak ettiği krallığı alarak kral olarak halkına hüküm sürmeyi amaçlamıştır. Ancak kendisi ile halkının arasının açılmasından dolayı birçok suikast girişimi olmuştur. Bunların sonuncusu ise 1908 tarihinde gerçekleşmiştir ve bu suikast girişimi ise başarılı olunmuş, kral öldürülerek baştan indirilmiştir. Ölümü ile dikkat çeken bu kral, şiddetli bir biçimde öldürüldüğü ve kanlar içinde yerlerde kaldığı söylenmektedir. Belgelerde yazmasa da birçok araştırmacı tarafından İngiltere’yi kandırmaya çalıştığı söylenmektedir. Böylece ise Portekiz sömürdüğü ülkelerden daha fazla kaynak alıp, ülkesinin ekonomisine büyük ölçüde daha fazla para girmesini sağlayacaktı. Ancak bu izlediği politikayı fark eden İngiliz yetkililer, Kraliçe’ye söyleyerek bildirmişlerdir. Kraliçe ise Portekizliler ile bir anlaşma yaparak bu bölgedeki hakimiyet kurduğu bölgeleri kendi içerisine alıp, bölgeden Portekiz’in eli ayağını kesmeyi başarmıştır. Bu şekilde de ekonomisi dış politikaya bağlı olan Portekiz, ekonomik yönden sıkıntıya girerek halkın açlık ve sefalet çekmesine sebebiyet olan CARLOS ‘tur. Hüküm sürdüğü senelerde ülkesi iki kez iflas etmiş ve halkın binlercesi açlık yüzünden ölmüştür.

1. Carlos Erken Dönem

1. Carlos, Kral Luis’in oğlu olarak varis statüsünde görülmektedir. Bir erkek kardeşi ile birlikte kendisi bir sonraki kral olarak görülmekteydi. Kendisi doğduktan sonra ise vaftiz edilerek Hristiyan dini adı altında ömrü geçmiştir. Bir sonraki kral olacağı kesin olarak bakıldığından dolayı birçok eğitim alması gerekliliği de bilinmektedir. Bu eğitimleri aldıktan ve hükümdar olarak bilgi sahibi olduktan dolayı artık kendisi hükümdar olmaya hazır olduğunu söylemekteydi.  1883 tarihinde ise o zamanların modernleşme adına büyük örnekleri olan ve bu ülkelerde ise eğitimlerine devam eden, bu ülkelerin sosyal ve ekonomik yapısını inceleyerek gelecek yıllarda kendi ülkesine de reformize etmesi için İtalya, Fransa, İngiltere ve Almanya’ya belirli bir aralıklarla gitmeyi tercih etti.  Portekiz anayasasına göre, Kral ülkeden uzak bir yerde olduğunda onun yerine hüküm sürmesi için biri olması gereklidir. Bundan dolayı Carlos, babası ülke dışında başka ülkeleri ziyarete veya tatil amacıyla çıktığında ise ülkedeki olayları ele alarak bunlara hüküm verme yetkisine sahip olmuştur. Babası ise, oğlunun bu kadar kibirli ve kendini beğenmiş bir tavır sergilediğini fark edince ona nasihatlerde bulunmuştur. Ona kendisinin mütevazi ve işine odaklanarak yapmasını söylemiştir. Böylece, yönettiğin halkın huzurunu ve refahını sağlayarak uzun bir süre hüküm sürersin diyerek de ekleme yapmıştır.

1. Carlos, 19 Ekim 1889 tarihinde ise kral olmayı başardı. 1890 tarihinde ise İngilizler ile birlikte yaptığı anlaşmalar sayesinde Afrika kıtası ve dünyanın belirli ülkelerindeki sömürgecilik yapma anlaşmasını imzalamıştır. Bu anlaşmalar, Afrika’daki siyasal dengeyi ayakta tutmayı amaçlayıp, burada uzun yıllar boyunca bu ülkelerde bulunan kaynakların kendileri adına almasını amaçlamaktadır. Bu anlaşma ile birlikte Pembe Harita adı altındaki hükümlülüğü sona erdirerek buradaki hakimiyet İngiltere saflarına geçmiştir. Portekiz’e bağlı olarak sömürülen bölgeler, zamanla İngiltere tarafından aşağılayıcı bir şekilde gösterilerek farklı sebepleriyle birlikte bu bölgeleri kendi himayesi adı altına almayı başarmıştır. Bu anlaşmalar sonucunda Portekiz ülkesinin iç politikacıları tarafından beğenilmedi ve bu ülkenin ekonomik açıdan büyük bir darbe olup, Kral ülkesine ihanet ettiği de söylenmektedir.  Böylece de halka bu bilgiler verilip, halkın refah seviyesi alt sınırlara ulaşmasını sağlayıp, isyan ettirmek isteyen politikacıların ekmeğine yağ sürmeyi Carlos başarmıştır. Bu olaylar sonucunda ise Portekiz ekonomisi ardı ardına büyük darbeler almıştır. Bundan mütevellit iki kez iflas bayrağı çekilmiştir. Bu şekilde ise demokratik düşünen ve özgür bir ülke olmayı amaçlayan gruplar tarafından yoğun bir şekilde kral eleştirilmiştir. Carlos, bu eleştirilere ve halkın tepkisini azaltmak amacıyla başbakan olarak arkadaşını tayin ederek bu isyanların daha fazla büyümesinin önüne bir nebze de olsun geçmeyi amaçlamıştır.

Kral Carlos, bilim ve sanata olan tutkusu da bilinmekle beraber bu alanlarda birçok çalışması bulunmaktadır. 1894 tarihinde ise Gezgin Prens Henry’ nin 500. Yıldönümünde ise kutlamalarda yer alarak halkın ona karşı nefretini azaltmayı ise başarmıştır. Ertesi sene ise Portekizli birçok şairi saygıyla anarak onlara bir tören de düzenleyerek ve müze açarak saygılarını onlara belirtmeyi başarmıştır.

1.Carlos, denize ve okyanusa olan tutkusuyla da bilinmekteydi. Gemi içerisinde yolculuk yaparken gözünü bir an olsun mavi sulardan alamıyordu. Denizin kendisinin dertlerini arındırdığını hissettiğini söylüyordu. Her ne kadar başarısız bir politikacı olarak bilinse de aslında ülkesine bağlı bir kral olarak hükümlülüğünü sürmüştür. Dış politikasında ise İngiltere’yi kandırmaya çalıştığı ve bu nedenle İngiltere’nin onlara vermiş olduğu toprakları geri aldığı da belgelerde ve araştırmacılar tarafından söylenmektedir. Halkın nefretini bir gün dahi üzerinde hep hissetmiştir. Çünkü halk, onun izlediği dış politika ve aç gözlülüğü yüzünden açlık ve sefalet adına boğuşmaktaydı. Bu sefalet ve açlık çeken halkının farkına varan birkaç ordu mensubu ise bu işe el atıp, bu sefaletin ana kaynağını ortadan kaldırma görevini üstleneceğini bir gün herkes bekliyordu.

1. Carlos Evlilik Ve Çocukları

I.CARLOS 1886 tarihinde ise ORLEANS PRENSESİ AMEİLE ile dünya evine girmeyi başardılar. İki tane çocuk babası olarak da bilinmektedir.

Ancak o yıllarda bir kadın, Kralın çocuğu olduğunu iddia etmesiyle birlikte halk tarafından iyice nefret edilmesini sağlamıştır. Bu kadın, gayri meşru bir çocuk olarak dünyaya geldiğini söylemekteydi ve onun için 1.Carlos’tan Portekiz ana yasalarının kral çocuklarına tanıdığı hakları vermesini istiyordu. Ancak bunları yapabilmesi için elinde hiçbir olumlu bir kanıt bulunmadığından bu o yıllarda krala iftira olarak lanse edilmiştir. Bu olay, kralın çocukları ve soyundan gelenler tarafından hiçbir zaman inanılmamıştır.

1. Carlos Suikast

Halkın refahının yerlerde olduğunu ve yapmış olduğu dış politika izlenimden dolayı halkın sefalet içerisinde geçirdiği yıllar ile politikacılar tarafından birçok eleştiriye maruz görülen bir kral olarak bilinmektedir. Ülkesini her ne kadar çoğu kişi tarafından bile çok sevse de izlemiş olduğu politikalar sonucunda ise ülkesinin iflas bayrağını çekmesine engel olamayacaktı. Bu olaylardan mütevellit halk, ona karşı bir tavır tutunmuş ve çoğu kişi içinde Krala karşı öfke ve nefret beslemekte olup onun ölümünü günlerce iplerle çekmekteydiler. Bu uyguladığı dış politika, İngiltere’nin onlara tanıdığı hakları daha fazla arttırmak adına bir kurnazlık yapmaya çalıştığı ve bu da İngiltereli yetkililer tarafından fark edilince Portekiz’in himayesi altında olan bölgeler, bir anlaşma doğrultusunda elinden alınıp, tekrar İngiltere’nin kontrolü altına girmesiyle sonuçlanmıştır. Böylece ise Portekiz’in çöküşü başlamış ve ardı ardına iki kez iflas etmeyi de başarmıştır. Bu da halkın artık sabrının tükendiğini göstermiş ve açlık bir yana sefalet bir yana onların istekleri hiçbir zaman kulak asmamış krallarının ölmesini istiyorlardı. Bu halkının çektiği sıkıntıları fark edenler ise bir plan yapmaya başlamışlardır. Tarihler 1 Şubat 1908’i gösterdiğinde ise ailesi ile birlikte av sezonunun açılmasıyla birlikte ziyaret ettiği esnalarda önü iki eylemci tarafından kesilerek, ateş altına alınarak kral öldürüldü.