Hüseyin Bin Ali/ Mekke Emiri/ Şerif Hüseyin (1852-1931)

1852 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş bir din adamıdır. 1916 ve 1924 yılları arasında Hicaz Kralığı yapmıştır. Hüseyin Bin Ali bazı kesimlerde “Şerif Hüseyin” olarak bilinmektedir. Çocukluk dönemini Arabistan’da geçirmiştir. Hüseyin Bin Ali’nin ailesi Mekke’yi korumakla görevli bir aileydi. Hüseyin Bin Ali’nin dedesi bir süre emirlik yapmıştır. 1958 yılında kadar yani dedesinin son emirlik dönemine kadar Mekke’de yaşamıştır. Dedesinin emirlik dönemi bittiğinde ise İstanbul’a dönmüştür. İstanbul’da da bir süre yaşadıktan sonra babasının ölüm haberi üzerine tekrar Mekke’ye dönmek zorunda kalmıştır. Eğitim hayatını burada Mekke’de tamamlamıştır.

Dönemin sultanı olan II. Abdülhamit, Hüseyin Bin Ali’yi tehdit olarak görmekteydi. Bu nedenle II. Abdülhamit, Hüseyin Bin Ali ve ailesini İstanbul’a çağırmıştır. Abdülhamit’in isteği üzerine Hüseyin Bin Ali ve ailesi yurt dışında bir yerde yaşamak üzere ülkeden sürgün edilmişlerdir. Ailesiyle beraber Avrupa’da yaşarken, amcasına Mekke Emiri görevi verilmiştir. Ancak amcası bu görevi üstlenmeden hayatını kaybedince bu sefer Hüseyin Bin Ali, Mekke Emirliği görevine tabi tutulmuştur.

Hüseyin Bin Ali yani Şerif Hüseyin, II. Abdülhamit aracılığıyla, II. Meşrutiyet ilan edildikten sonra Arabistan’a gönderilmiştir. Hüseyin Bin Şerif, artık burada Mekke Emirliği görevini üstelenmeye başlamıştır. Göreve geldiği günden itibaren hem demir yollarını hem de hacılara güvenli bir ortam sağlamak için elinden geleni yapmıştır. Dönemin halkı ve bedevileri arasında isminden söz ettiren ve onlara kendini sevdirmeyi başaran Hüseyin Bin Ali, İngiltere ile de yakın ilişkiler kurmayı başarmıştır. Arap halkını Osmanlı halkına kışkırtarak isyanlar başlatmıştır. Artık Hüseyin Bin Şerif, İngiltere ile ortak olarak Osmanlı’ya karşı düşman konumuna geçmeye başlamıştır. Şam’da görev yapan Cemal Paşa’nın bazı idam kararlarını eleştirerek ortalığı karıştırmaya çalışan Hüseyin Bin Ali, İttihat Ve Terakkiyi’de bu işe alet etmeye çalışmıştır.

1916 yılına gelindiğinde ise Hüseyin Bin Ali, kendi bağımsızlığını ilan ederek, Hicaz’ın kralı konumuna gelmeyi başarmıştır. Hüseyin Bin Ali ve birlikleri İngiltere ile birlikte olarak Osmanlı’ya darbe vurmaya başlamışlardır. Osmanlı hem İngiltere hem de Hüseyin Bin Ali’nin birlikleriyle çatışmak zorunda kalmıştır. 1918 yılında ise Birinci Dünya Savaşı sona ermiştir. Ancak birleşik bir Arap krallığı kurmaya çalışan Hüseyin Bin Ali, Paris Barış Görüşmelerine katılmıştır. Ancak bu konferansta aradığı desteği bulamamıştır. İngilizler, Arap topraklarını Hüseyin Bin Ali ve çocukları arasında bölüştürerek, Hüseyin Bin Ali’nin Arap krallığı kurma fikrini kökten çözerek, bu fikrin gerçekleşmesini engellemişlerdir. Hüseyin Bin Ali’nin hem bu olaydan sonra hem de kabul etmediği bazı anlaşmalardan sonra bu devletlerle arası büyük oranda açılmaya başlamıştır.

1924 yılına gelince ise büyük bir karar verilmiştir. Bu karar şudur: Türkiye Büyük Millet Meclisi halifeliği tamamen kaldırmıştır. Ancak Mekke ve Medine’ye sahip olduğunu düşünen Hüseyin Bin Şerif, bu bölgede yeniden halifeliğini ilan etmiştir. Ancak bu ilanı ne Müslüman kesimler tarafından ne de ittifak kurduğu ülkeler tarafından destek görmüştür. Hatta İngilizler, Hüseyin Bin Şerif’in krallığını tanımayarak onu Kıbrıs adasına sürgün etmişlerdir. Yaklaşık 6 yıl Kıbrıs’ta yaşadıktan sonra Ürdün’e göçmüştür. Burada yaptığı evlilik sonucunda birden çok çocuğa sahip olmuştur. Çocuklarının isimleri:

• Ali Bin Hüseyin,
• Prens Zeyd,
• Prens Hasan,
• Prenses Sarra,
• Ürdün Kralı (I. Abdullah),
• Prenses Saliha,
• Irak ve Suriye Kralı (I. Fasysal)
• Prenses Fatma.

Bir dönemin Ürdün ve Irak-Suriye Kralı, Hüseyin Bin Şerif’in oğludur. Osmanlı’ya karşı isyanlar başlatan bir isim olarak tarihe geçen Hüseyin Bin Şerif, 1931 yılına geldiğinde ise Ürdün’de 79 yaşındayken hayata gözlerini kapatmıştır.