Ünlü Dağcı Christopher McCandless’in Akılalmaz Hayat Hikâyesi

Dağcılık, günümüzde en çok sevilen hobiler arasında yer almaktadır. Ancak bir spor ve hobi olan bu aktivite, oldukça ölümcül de olabilmektedir. Bu yazımızda, ünlü bir dağcı olan Christopher McCandless’in hayat hikâyesini ele aldık.

Christopher McCandless Kimdir?

Christopher McCandless, Alexander Supertramp takma adıyla da bilinmekte olup, 1968 yılında doğmuş ve 1992 yılında Alaska’da ölmüştür.

1990 yılında Üniversite’de tarih ve antropoloji üzerine eğitimini bitiren McCandless, yüksek lisans için kendine verilen parayı “açlıkla mücadele” vakfına bağışlamıştır. Bundan sonra da Amerika ve Meksika’nın kuzeyini yürüyerek, bazen otostop çekerek, bazen de kano ile sadece bir sırt çantasıyla dolaşmıştır. Son yolculuğunu ise “Asıl Yolculuk” olarak adlandırdığı gezisinde gerçekleştirmiştir.

McCandless ve Alaska Gezisi

McCandless, Alaska gezisi için otostop yardımıyla Kuzey Dakota’dan, Alaska’nın Fairbanks şehrine kadar gitmiştir. Onu son gören kişi, 28 Nisan 1992 yılında kendisini vahşi doğaya bırakmış olan Jim Gallien olmuştur. Jim, McCandless’a bir çift bot, 2 sandviç ve bir paket mısır cipsi vermiş ve bazı tavsiyelerde de bulunmuştur. Zira Alaska gibi zorlu bir yerde McCandless, ekipman bakımından yetersizdir.

Jim ile ayrılmasından sonra McCandless, yürümeye başlamıştır. Bu yürüyüş terk edilmiş bir otobüs ile karşılaşana dek sürmüştür. Buradan sonra McCandless yürümeye devam etse de, yolun gittikçe zorlaşması nedeniyle otobüse dönerek, burada kamp yapmıştır. Yanında 4.5 kg pirinç, yarı otomatik tüfek, yerel bitkiler üzerine kitap, 400 mermi, kişisel eşyalar ve bazı kamp malzemeleri vardır. Ardından avlanmaya başlayan McCandless, sincap, kirpi, kuş ve Kanada geyiği avladı ve bunları yedi. Buna karşılık bu avları güzel bir şekilde koruyamadığı için etler kısa süre içerisinde bozulmuştu.

McCandless, tutmuş olduğu notlarında 113 günü kayda almıştır. Bu otobüste 2 ay boyunca yaşayan McCandless, ardından geri dönme zamanının geldiğine inanarak otobüsü terk etti. Ancak bu sefer Teklanika Nehri’nin yükselmiş olduğunu fark ederek, karşıya geçemediği için geri döndü. Ancak McCandless, Jim’in belirttiği gibi hazırlıklı değildi. Zira bölgenin topografya haritası elinde yoktu ve geçtiği yerden aşağıda bulunan elle çalıştırılan bir teleferiği bilmiyordu ve pusulası dahi yoktu. Hazırlıklı olsaydı, Teklanika nehrini herhangi bir sorun ile karşılaşmadan geçme imkânı sağlayabilirdi.

Bundan sonra otobüse geri dönen McCandless, otobüste bir SOS yayınlayarak ölmek üzere olduğunu yardım istediğini belirterek çilek toplamaya çıktığını ve döneceğini yayınladı.

McCandless’ın Ölümü

Buna karşılık topladığı çilekler, onun için büyük bir hata oldu. Kendi yazdığı belgelerde 107. Gün çileklerin güzel olduğunu belirten küçük bir ifade kullanmış ve bu son yazısı olmuştur. 108-112. Günler arasında sadece küçük çizgi tarzı işaretler vardı. Ölümüne yakın bir zamanda ise bir fotoğraf çekti.

McCandless’ın ölü bedenini 6 Eylül 1992 tarihinde, geceyi geçirmek için bir yer arayan avcılar keşfetti. Ardından hemen yetkililere haber verdiler ve inceleme sonucu McCandless’ın açlıktan öldüğü anlaşıldı.

Her ne kadar McCandless yürüyüş hakkında bilgiye sahip olsa da, daha önce hiç gitmediği bir iklime ve bölgeye hazırlıksız gitmesi ve hiçbir uyarıyı dinlememesi, ölmesine sebep olan en büyük etmenler arasındadır. Bu nedenle yapacak olduğunuz bu tarz gezilerde topografya haritası, pusula, iklime göre giysiler gibi çeşitli ekipmanlar, sağlığınız ve hayatınız için en önemli koşullar arasındadır.