×

Babür İmparatorluğu

Babür imparatorluğu

Babür İmparatorluğu

Babür imparatorluğu günümüzdeki Hindistan ve çevresi üzerinde kurulmuş ve hüküm sürmüş Türk-Moğol kökenli devlet olarak bilinir.

Babür Şah tarafından 1526 yılında kurulmuş ve 17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başında imparatorluğun gücünün zirvesinde olduğu dönemde, Hindistan’ın büyük bölümüne hakim olan imparatorluğun nüfusunun o tarihlerde 3,2 milyon kilometre karelik bir bölge üzerinde 110 milyon ila 150 milyon arasında olduğu tahmin edilerek belgelenmiştir. Babür İmparatorluğu’nun hakimiyet alanı, en geniş olduğu dönemde bugünkü Hindistan, PakistanBangladeş ve Afganistan‘ı kapsamaktadır.

Babür imparatorluğu uluslararası literatürde Farsça Moğol anlamına gelen Mughal olarak yer almakla birlikte imparatorluğun kurucusu Babür Şah‘ın anne tarafından atası olan Moğol İmparatorluğu‘nun kurucusu Cengiz Han‘ın oğlu Çağatay‘ın kurduğu Çağatay Hanlığı İslamiyet’i kabul etmiş ve bilindiği üzere Türkleşmiştir. Babür Şah’ın baba tarafından atası olan ve soyu bir Türk-Moğol boyu olan Barlaslara dayanan Timur da Müslüman bir hükümdardır ve Türk’tür.

Babür imparatorluğu

Babür İmparatorluğunun Kuruluşu

Anadili Çağatay Türkçesi olmakla birlikte, Fars kültüründen yoğun olarak etkilenmiştir. Hanedanın üzerindeki bu etki, Hindistan’da bu kültürün önemli derecede gelişmesine neden olmuş olarak bilinmektedir. Babür Şah’tan sonra Türk kültürü ve Türk dilinin yavaş yavaş etkisi azalmıştır ve yerini Farsça, daha sonra da Urduca dilleri almıştır.

Günümüzde, ÖzbekistanKırgızistanAfganistan ve Hindistan‘da da mirasına sahip çıkılan Babür İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti Forsu ‘na birer yıldızla işlenen tarihteki 16 Türk devletinden biri olarak kaydedilmiştir.

 Zahireddin Muhammed Babür Babası Fergana hükümdarı Ömer Şeyh Mirza’nın ölümünden sonra amcası ile yaptığı taht mücadelesini kaybetmiş ve emri altındaki beylerle birlikte 1504 yılında Kabil‘e yolculuk etmiştir.

Devletin başkentinin de burası olduğu bilinir. 1519 yılında Pencap bölgesini ele geçirmiş, 1524 yılında Delhi Sultanını yenilgiye uğratarak Lahor‘u işgal etmiştir. Delhi‘den sonra Agra‘yı alan Babür Şah burayı başkent tayin etmiş ve Babür İmparatorluğunu kurmuştur.

Babür İmparatorluğunda Savaşlar

1658 yılında hastalanan Şah Cihan’ın yerine oğlu tahta geçmiştir. Onun zamanında Hindistan ticaretinde Hollandalılar ‘da kendini göstermeye başlamışlardır. 1707 yılında ölümü ile yine taht kavgaları başlamış ve ülke 1723’te Delhi ve Haydarabat şahlıkları olmak üzere iki kısma ayrılmıştır.

İran Hükümdarı 1739’da Delhi’yi zapt etmiş ve imparatorluk hazinesinin büyük bölümünü zapt etmiştir. 1748 yılında Afgan hükümdarı Hindistan’a girmiş ve birçok eyaleti işgal etmiştir. 1760’ta II. Alemgirşah ‘ın yerine II. Şah Alem geçmiş bu dönemde İngilizlerle 1764 Baksar Savaşı yapılmış ancak yenilgiye uğranması sonucunda İngilizler Hindistan’a hükmetmeye başlamıştır. 1766 Allahabad Antlaşması ile İngiliz hakimiyeti daha da yoğunlaşmıştır.

Babür İmparatorluğu ve İngiliz Sömürgesi

1857 yılında çıkan Sipahi İsyanını bastıran İngilizler 1858’de son Babür İmparatoru Bahadır Şah II‘ı tahttan indirip ailesini katletmiş ve Hindistan’daki Timur hanedanına son vererek Hindistan’ı İngiliz İmparatorluğu’na dahil etmişlerdir.

Çeşitli yazmaların yanı sıra Babür hükümdarları için kaleme alınan şehnâme tarzındaki Bâbürnâme, Ekbernâme adlı eserler resimlendirilmiş, hükümdarların savaşları, avlanmaları, tören ve eğlenceleri gerçekçi bir yaklaşımla tarif edilmiştir. Cihangir döneminde portrelerin yapımı yaygınlaşmış, Şah Cihan ve Evrengzib devirlerinde ise sadece Racastan, Dekken gibi eyaletlerde minyatür sanatına devam edilmiştir.

Babürlü astronomlar, gözlemsel astronominin gelişmesinde katkıda bulunmakla beraber Hümayun, Delhi yakınlarındaki kişisel bir gözlem evi yaptırmıştır. Babür gözlem evleri, kullanılan alet ve gözlem teknikleri bakımından özellikle İslami geleneğe dayanmaktadır.

Bir süre, Safevi sarayında sürgün hayatı yaşayan Hümayunun ülkesine dönerken yanında Tebrizli sanatçıları da getirmesi nedeniyle Hindistan sanat çevrelerinde minyatüre karşı duyulan ilgi artmıştır ve Başlangıçta Tebrizli ustaların kendi tarzlarını aktardıkları minyatürlerde zamanla yerel ustaların da katılımıyla kendine özgü bir tarz gelişmiştir. Babür İmparatorluğu’nda minyatürcülüğün en verimli dönemi Hümâyun un oğlu Ekber Şah zamanında yaşanmıştır.

Yorum gönder