Güney Hun Devleti
Güney hun devleti, hun imparatorluğundan ayrılan Çiçi han ve kardeşi tarafından kurulan diğer devletlerden, Ho-Han-ye tarafından kurulan ve Çin egemenliğine geçen devletin devamı olarak bilinmektedir.
Bu devletin hükümdarı olarak tanınan Pi handan fazla söz edilmemekle birlikte, genellikle Panu han, yani kuzey hun devleti hükümdarı bu devletin de hükümdarı olarak adlandırılmaktadır ve devlet kendi içinde sanki hiç bölünmemiş gibi davranılmaktadır.
Kayıtların bazılarında Pi handan bahsedilmekle birlikte hakkında çok fazla bilgi yoktur. Genellikle Panu han hükümdar olarak gösterildiğinden dolayı pek çok kaynak bunun üzerine şekillenmiştir ve güney hun devleti Panu hanın yönetimindeymiş gibi kaynaklara işlenmiştir.
Güney Hun Devletinde Bölünme ve Taht Kavgaları
Güney hun devleti, Çin egemenliğine giren hun devleti kısmının hanı Ho-Han-Ye öldükten sonra, taht kavgalarına seyirci olmuştur.
Bu kavgaların, Panu han ile yeğeni Pi han arasında olduğu bilinmekle birlikte, devlet iki hükümdarın elinde iki parçaya bölünmüş ve güney hun, kuzey hun isimlerini almıştır. Bununla beraber, Pi han hiçbir zaman güney hun devletinin hanı olarak ya da hükümdarı olarak gösterilmemiş, ancak amcasından sıklıkla hem kuzeyin hem de güneyin hükümdarı olarak söz edilmiştir.
Bölünmesinden önce hun imparatorluğunun oldukça geniş bir alana sahip olduğu bilinmektedir. Ancak Çin egemenliğine giren ve yönetimi kabul eden imparatorluk parçasının, hanları öldükten sonra amca ve yeğen arasında ikiye bölünmesinin ardından sınırların değiştiği bilinmektedir.
Güney hun devleti olarak bilinen kısmın, tıpkı imparatorluğun bölünmeden önceki dönemi gibi Çin egemenliğini kabul ettiği bilinmektedir. Bunun yanı sıra sınırları, talaşın doğusundan Çin sınırlarına kadar uzanmaktadır. Bölgeler genel olarak Kansu bölgesi ve gabi çöllerini de kapsamaktadır.
Güney Hun Devletinin Çin Egemenliğini Kabulü
Güney hun devleti, özellikle sınır olarak Çine çok yakın olduğundan dolayı, Çin egemenliğine girmeyi kabul etmiş ve varlığını bu şekilde sürdürmüştür.
Her ne kadar ölen hükümdarı soyu yeğeni Pi han ile devam etse de Pi han, güney hun devletinin hükümdarı olarak gösterilmemiş ya da kabul edilmemiştir. Çoğu zaman amcası olan Panu hani bu konuda her kaynakta ve araştırmada önüne geçmiştir.
Genel olarak hunların mirasçıları sayılan soy öncelikle doğu hun devletine ardından güney hun devletine aktarılmıştır. Bu nedenle hunların soyunun güney hun devletinden Pi han ile devam ettiği söylenmektedir.
Güney hun devletinin Çin egemenliğini kabul etmesi bilinmekle birlikte, Baykal gölü çevresine yerleşen kuzey hun devletinin bağımsız kalmayı tercih ettiği de bilinmektedir.
Çinlilerin, kuzey hunu yıpratmak adına güney hun devletini kullandıkları ve hükümdar Pi hanı kışkırttıkları bilinmektedir. Özellikle Panu hanın hem kuzeyin hem güneyin hanı olarak anılması durumunu kullanarak Pi hanı akınlarla kuzey hun devleti üzerine gönderdikleri bilinmektedir. Pi han çevresindeki kabilelerin göç ettikleri ve özellikle Türk boylarından olan Tiele’nin akınlarına dayanamadıkları da bilinmektedir.
Kaynakların pek çoğunda, asıl batı hun olarak Çiçi hanın yönettiği ve zamanında batı Türkistan sınırlarını da kapsadığı bilinen devlet geçmekte ve doğu hun devleti ayrı bir devlet olarak adlandırılmaktadır. Çiçi han, Çin egemenliğini kabul etmediğinden dolayı, batı hun devleti kısa süre içerisinde yıkılmış olmakla birlikte, doğu hun devleti varlığını sürdürmeye devam etmiş ve kuzey hun-güney hun olarak ikiye bölünmüştür. Ancak bu bölünmede, Ho-Han-Ye’nin soyunun Pi handan devam ettiği de bilinmektedir.
Batı hun imparatorluğu kısa süre içerisinde yıkılmış olmasına rağmen 16 büyük Türk devleti arasında sayılmıştır ve soyun devamı olduğundan dolayı Pi han da kendisine tarih sayfalarında yer bulmuştur.
Yorum gönder