İslamiyet Öncesi Türk Tarihi
İslamiyet’in öncesinde en eski Türk kültürü, Androva, Anav, Afaneyevo, Karasuk ve Kelteminar merkezlerinde görülmüştür. Göçebe yaşam tarzını benimsemiş olan İlk Türk Devletleri yaz aylarında serin ve kış aylarında da sıcak bölgelere göç etmişlerdir. Doğuda Çin ve güneyde ise Hindistan’a yönelmişlerdir. İslamiyet öncesi Türk tarihi Türk devletlerinin göçebe yaşam tarzını benimsemiş olmalarından dolayı Türk Kültürü dünyanın farklı bölgelerine de yayılmıştır. Yine bu göçler nedeniyle Asya ve Avrupa’da siyasi ve sosyal açıdan önemli değişiklikler meydana gelmiştir.
Büyük Hun Devleti
Tarihte bilinen ilk Türk teşkilatlı devlet olması. Hakanı Teoman olan Büyük Hun Devleti İpek yolu için Çinliler ile uzun süreli savaşlara girmişlerdir. Çinliler bu savaşlarda Hun akımlarından korunmak adına Çin Seddi’ni inşa etmişlerdir. Hun imparatorluğu daha sonrasında kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Bir süre sonunda Çinlilerin saldırıları ve aynı zamanda da kuraklık nedeniyle batıya göçmüşlerdir. Bu ayrılma ardından Güney hun Devleti ise Çinlilerin egemenliğine girmişlerdir.
Büyük Hun Devleti’nin yıkılması sonrasında Hunlar, Doğu Avrupa’ya doğru hareket etmişlerdir. Bu hareket ile Hunlar Volga Nehri’nin batı kısmına geçmişlerdir. Burada bir güç harekâtı başlamıştır. Bu durum sonucunda Hunlardan kaçan kavimler de Roma’ya kadar gitmişlerdir. Tarihte bu olaya ise Kavimler Göçü adı verilmektedir.
Avrupa Hun Devleti
En parlak dönemi Atilla zamanı olan Avrupa Hun Devleti, Aral Dağları’ndan Tuna’ya kadar yer kaplayan bölge üzerinde kurulmuştur. Atilla zamanında Balkan Seferi düzenlenmiştir. Bununla birlikte Bizans vergiye bağlanarak Roma da Papa’nın ricası üzerine alınmaktan vazgeçilmiştir. Atilla dönemi sonrasında devlette iç isyanlar ve Bizansların saldırıları başlamıştır. Bu esnada egemenlikleri altında bulunan kavimlerin kültürlerinden de etkilenmişlerdir. Sonunda ülke Hristiyanlaşarak milli benliklerini de yitirmişlerdir.
Akhunlar
Avrupa Hun Devleti’nin yıkılması sonrasında bazı kişiler Çin’in egemenliğine boyun eğmeyi kabul etmemişlerdir. Bunun üzerine de Akhunlar kurulmuştur. Kuzey Hunların soyundan gelen bu devlet, Kuzey Afganistan ve Batı Türkistan arasındaki bölgeye yerleşmişlerdir. Burada Kök Türklerle ve Sasanilerle savaşmak durumunda kalmışlardır. Sonunda ise bu devlet Köktürkler tarafından tarihten silinmiştir.
Kök Türk Devleti
Bu devletin tarihte bilinen en önemli özelliklerinden birisi de Türk isminin ilk kez bir devlet ismi içerisinde yer verilmiş olmasıdır. Yine başka bir önemi de Orta Asya’daki büyük Türk devletleri arasından ilk kurulan ikinci en büyük devlet olmasıdır. İlk Kağan Bumin Kağan olmuştur. Bu dönemde Ötügen başkent olmuştur. Devletin doğusu bu dönemde Bumin Kağan tarafından yönetilirken batı tarafı da İstemi Han tarafından yönetilmektedir. Batı kanadında Akhunlar itaat altına alınmıştır. Yine İpek yolu kontrolü de bu alanda yapılmıştır. Ancak iç çekişmeler ve Çinlilerin mücadelesi ile zayıflayan devlet sonrasında doğu ve batı olmak üzere iki kanada ayrılmıştır. İlerleyen zamanlarda ise Çinlilerin hâkimiyetlerine girmişlerdir.
İkinci Kök Türk Devleti
Kök Türk devletinin Çin esaretine girmesi sonrasında esaretten kurtulan Kutluk İlteriş Kağan, yeniden bir devlet kurmuştur. Kök Türkler bu kuruluş ardından Vezir Tonyukuk sayesinde eski güçlerini yeniden kazanmayı başarmışlardır. Bu dönemlerde son derecede parlak olsa da Bilge Kağan ve Kül-Tekin Kağan sonrasında devlet içerisinde yine iç çekişmeler başlamıştır. Bazı boyların ülke içerisinde isyan etmeleri devletin içten oldukça sarsılmasına neden olmuştur. Sonunda da devlet Uygurların son darbesiyle tarihten silinmiştir.
Uygur Devleti
İkinci Kök Türk Devleti’nin yıkılması sonrasında kendi devletlerini kurmuşlar da Kırgızlar ile Türkeşleri de hâkimiyet altına almışlardır. Bunun ardından Hun ve Kök Türker’in kültür miraslarını almışlardır. Ancak bir farklılık olarak göçmen yaşam tarzı yerine yerleşik hayatı benimsemişlerdir. Yerleştikleri alana saray ve manastır yapmışlardır. Aynı zamanda bu bölgede süsleme sanatını da geliştirmişlerdir. Yine kâğıt üzerinde belgeler bırakarak medeni faaliyetleriyle tanınmışlardır. İnanç konusunda çok farklı uçlara kadar değişmiştir. Hoşgörülü davranmalarının yanı sıra Budizm ve Manihaizm inançlarına da girmişlerdir. Çin saldırıları ile sarsılan devlet sonunda ise Kırgızların saldırıları ile yıkılmıştır. Yıkılması sonrasında ise Uygur kabileleri göç esnasında güneye geçmişlerdir. Göç sonrasında Kansu Uygurları daha sonrasında da Turfan Uygurları devletleri kurulmuştur. Zaman içerisinde de bu devletler Moğol hâkimiyetine girmişlerdir. Yine bu sayede de Moğolların Türkleşmesi konusunda son derecede etkili olmuşlardır. İslamiyet öncesi süreç bu şekilde devam ederken on dördüncü yüzyılda Turfan Uygurları İslamiyet’i kabul etmişlerdir.
Yorum gönder