Kırım Hanlığı
Kırım Hanlığı Tarihi
Altınorda devletinin yıkılmasından önce burada egemenlik savaşı verenler ve ayaklanıp baş kaldıran beylikler bu kırım yarım adasında bulunmaktaydı. Saltanat için çabalayan ve devletlerinin yükselmesini isteyen bu beyler yüzyıllarca süren bir hakimiyet savaşı içerisine girmişlerdi. Hacı Giray isimli Cengiz Han soyundan yer alan biri bu mücadelenin devamını üstlenmiş ve hakimiyeti ele geçirmek için çaba sarf etmeye devam etmiştir. Kırımı şirin topluluğunun desteğini alarak işgal eden Hacı Giray bu bölgeyi almayı başarmıştır. Asırlardır bu bölgedeki saltanat mücadelesine büyük bir darbe ile girişen Hacı Giray atalarından kalma anısı olan bu toprakları bir şekilde geri almayı başarmıştır. Rus prensi ile ortak bir karar vermek isteyip anlaşmaya oturan Hacı Giray burada bulunan ve yeniden oluşan diğer beylikler gibi ortak bir amaca hizmet etmeye hazırdır. Sınırlarını iyice genişletmeyi başaran Hacı Giray’ın vefat etmesinden sonra oğulları arasında kavga başlamış ve ikisi de tahta geçmek için birbiriyle mücadeleye girişmişti. Osmanlı devletinin desteğini alarak saltanatı ele geçiren mengli giray isimli oğlu söylediklerini yapmaması nedeniyle İstanbul’a gönderildi. Altın orda devletinin tüm hayallerini alt üst eden Mengli giray 1502 senesinde onları bu yarım ada üzerinden püskürtmeyi başarmıştır.
Ekonomisi
Yapılan savaşlardan elde edilen gelir ve birçok yerin yağmalanması sonucunda ele geçirilenler Kırım hanlığının ekonomik gelirine katkı sağlıyordu. Bunun yanında denizi de ekonomik kaynak olarak kullanan Kırım hanlığı bulunduğu coğrafya nedeniyle de deniz ticaretinden oldukça faydalanmıştır. Avrupa seferlerine giderken Osmanlı imparatorluğuna çok fazla yardım gönderen ve asker yetiştiren Kırım hanlığı gönderdiği süvarilerle bir süre sonra onlar için en aranan askerlerden biri olmuştur. Kazandıkları savaş gelirini iki devletin de yararına sağlayan Kırım Hanlığı Osmanlı ne zaman geri adım attıysa kendisi de ekonomik bunalıma sürüklenmeye başlamıştır. Genel olarak Osmanlıyla beraber hareket eden Kırım hanlığı ekonomik kaynak olarak da Osmanlıya bağlıydı denilebilir.
Ordusu
Atlı askerlerden oluşan kara ordusu Kırım hanlığının büyük silahlarından bir tanesiydi. Kapıkullarının da içinde bulunduran Kırım hanlığının atlıları merkezde bulunanlar ve kabilelerden oluşanlar gibi gruplara ayrılıyordu. Kırım hanlığında aldığı ücretler Osmanlı devletinden karşılanan kapı kulu askerleri hanın etrafında bulunan hassa ordusuna mensuptu. Kölelik konusunda da büyük gelir elde eden Kırım hanlığı Kafkaslardan gelen insanları çeşitli işlerde çalıştırıyordu. Bunun yanında Rusya bozkırlarından gelen tatar askerlerini de bazen satan bazen de görevlendiren Kırım hanlığı bu şekilde ekonomisini canlı tutmaya çalışıyordu.
Yönetimi
Para bastırma yetkisi olan müttefik nitelikte bir devlet sayılan Kırım hanlığının ukranya bozkırlarına hakimiyet kurduğu ve bu toprakların sadece kendilerine ait olduğu birçok devlet tarafından da bilinmekteydi. Kendi adlarına hutbe de okutan kırım hanlığı Osmanlı devletin vergi ödemeyen ve çoğu dış ilişkilerinde bağımsız davranan özgür bir devlet konumundaydı. Kozaklar ve Lehistan ile beraber bazı devletlere karşı ortak hareket eden Kırım hanlığı dış ilişkilerinde Osmanlı devletine bağlı kalmamıştı. İlerleyen yüzyıllarda dahi önemli bir devlet oluşunu sürdüren Kırım hanlığı başka medeniyetlerin desteğini almadan da büyük bir hanlık statüsüne girebilmişti. İç kısımda genelde Osmanlı medeniyetiyle beraber hareket eden Kırım hanlığı Avrupa’da güçlü devletlerden bir tanesi olma konusunda yerini koruyordu. Ukrayna’da yer alan şehirlerin yönetiminden sorumlu Kırım hanlığı aynı zamanda Kuzey kısmında yer alan bozkırlardaki yerlerin ve insanların yönetilmesinde de görevliydi. Kırıma han olacak kişiyi kendileri seçen Kırım hanlığı han konusunda sultandan cevap alırdı.
Yorum gönder