×

Altın Orda Devleti

Altın orda devleti

Altın Orda Devleti

Tatarca ve Moğolca sözcüklerden oluşan devletin asıl isminin anlamı hanları ordugahındaki çadırların üzeri altın işlemeli olduğu için bu çadıra Altınorda deniliyordu. Orda kelimesinin anlamı da buradan yani çadırdan gelmektedir. Devletin ismi buradan gelmektedir. Altın orda devleti 1242 ve 1502 yılları arasında yönetimde bulunmuş bir Türk-Moğol hanlığıdır. Moğol hükümdarlığının kurucusu aynı zamanda da Altın orda devletiomutan olan cengiz han tarafından ölmeden evvel hakimiyeti üzerinde bulundurduğu toprakları oğulları arasında paylaştırmıştır. Cengiz han; Cuci Han’a Seyhun Irmağı ile Balkaş Gölü’nün çevresindeki yerleri verir ve küçük oğlu Batu Han da bu toprakları genişletti ve abisi Orda Han ile toprakları paylaştı. Orda Han’ın yönetimindeki topraklara ak orda küçük kardeş Batu’nun yönetimindeki topraklara Gök Orda adı verildi. Batu Han daha sonra İdil Nehri civarına kadar olan yerlerdeki toprakları da topraklarına kattı ve daha sonra buradaki Saray kentini başkent seçti. Daha sonra bu kadar geniş topraklar ve bağlı bazı vergi alınan topraklarla birlikte Altın Orda devleti büyük bir devlet hatta imparatorluk haline geldi diyebiliriz. Batu Han’ın yapmış olduğu başarılı seferlerle hakimiyeti altına aldığı bozkır oldukça çok sayıda Türk nüfusu içeriyordu dolayısıyla zamanla bu. Durum kendilerinin de Türkleşmesine sebebiyet verdi.

Berke Han’ın başa geçmesinden kısa bir süre sonra İslamiyet devletin dini olarak benimsendi tüm halk devlet dinini ve İslami uygulamaları esas alan bir kültür çerçevesinde değişti. Bulundukları 13.yy’daki en büyük kent aynı zamanda Altın Orda’nın başkenti olan Saray Berke kenti kuruldu sayısız başarılara imza atan birçok devleti vergi almaya zorlayan Berke Han Bizans ordusunu Bulgaristan’da yendi. Daha sonraki uzun yıllar boyunca taht kavgalarının başlamasıyla devlet eski gücünü kaybetti.  Timur İmparatorluğu’nun kurucusu ve komutanı Timur’un desteğini alarak bu kavgalara ve yaşanan çatışmalara bir son vermek adına Toktamış Han tahta çıktı. Destek olan Timur bu sefer bu topraklara sefer düzenleyip taht kavgalarına yeniden bir başlangıç yaptırdı adeta ve bu durumda güçsüz düşen altın orda devleti parçalara bölündü ve ondan geriye Kazan Hanlığı, Kırım Hanlığı, Astrahan Hanlığı, Nogay Hanlığı, Sibir Hanlığı kaldı. Rusya tarihi açısından oldukça önemlidir altın orda devleti ve tarih bize gösterir ki Rus Knezlikleri bu devleti idol olarak seçip teşkilatlanmalarını ona göre oluşturmuşlardır. Ayrıca Rusların giyim kuşamı da ve bu devletin hükümdarlarının kıyafetleri arasında büyük benzerlik görülür. Oldukça ilginç bir hükümdardan bahsedilir ayrıca söyelnilen hikayelere ve araştırmalara göre Tuda Mengü oldukça garip bir hükümdardır. Bir gün seferde öylece durup 15 gün hareket etmediği bile bilinir aynı zamanda da oldukça akılsız olması büyük bir istisnadır. Beylerden söz dinleyerek hareket etmiş tüm hanedanı yönetebilmek için.

Altın Orda devletinin egemenlik alanı günümüzdeki Avrupa Rusya’sı Karadeniz’in kuzey kesimleri Kazakistan Ukrayna ve Gürcistan civarlarıdır.

Altın orda devletinde de diğer Moğol devletler gibi genel olarak tek tanrı tek ilahi güç anlayışı vardı. Tabiat adına tabiata ait şeylere hükmediyorlardı. Güneye, kuzeye, doğuya, batıya ayrı ayrı su serperlerdi. Savaşçı bir toplum olarak bilinen Moğollarda ve hükümdarlarda dindarlık çok yaygın değildir. Tanrı figürü de bulunmamaktadır yapılan araştırmalara göre. Batu Han’da daha çok diğer ataları gibi Şamanist geleneğine daha çok yatkındı. Batu Handan sonra oğlu üzerinde Hristiyanlık inanç daha baskın gelmiştir ondan sonra Berke de ise Müslümanlık inancı. Müslümanlık inancı diğer dinlerden çok daha fazla süre hanedanlık  genelinde kalmıştır Mısırda savaşan komutanlar bile Müslüman olmuşlardır. Gene de bu sırada bazı Türk boyları hala eski geleneklerine ait dini inançlarının etkisinde yaşamışlardır. Genel olarak tüm dinlere karşı hoşgörü ile yaklaşılması da esas önemli olan noktalardandır.

 

Göçebe bir toplumdan gelen hükümdarlar halkını yerleşik topluma geçirmek için oldukça çok uğraş vermişleridir bu sayede de dönemin en büyük şehirlerinden birini başkent yapmışlardır. Saray Berke civarında toplamda 100 binden insanın yaşadığı tahmin edilen bir şehir haline geliyor. Daha sonra İdil civarında da 20’ye yakın kent kurulduğu tahmin ediliyor. Toprakları işlemeye ve bunlardan da tarım geliri elde etmeye çalışan halk bu topraklarda çalışır, toprağı işler daha sonra toprak sahiplerine elde ettiklerini verirlerdi çünkü halk toprak sahibi olamıyordu toprak sahipleri genellikle Moğol soyluları olan zengin kimselerdir. Devletin ana gelir kaynağı hükümdarlarının da komutan olmasından anlayabileceğimiz üzere savaşçı topluluk oldukları için fethedilen yerlerden ve buralardan alınan vergilerden elde edilmektedir. Ticaret bakımından oldukça gelişmiş kentler fethedilmiştir. Hatta bazılarının liman kentleri olması gerçeği de bir yana altın orda hükümdarları ticaret gelirleriyle pek ilgilenmemiş bu yönde herhangi bir kurulu düzen yoktur. Ticaretin de kalbi daha çok ön Asya olduğundan iktisadi anlamda ilişkileri iyi tutamamışlardır. Ama gene de zamanla halkın yerleşmeye başlaması ve de en önemlisi tarımla uğraşmaya başlamasıyla göçebe ve savacı toplum olan halk evirilmeye de başlamıştır

Altın orda devletinde genel ülke içi sorunlar bugünkü meclisleri andıran kurultaylarda görüşülürdü. Eski Türklerde genel olarak toy dediğimiz bu meclis tarzı karaların görüşülüp alındığı yerlerde politik ve siyasi karalar alınır bunlar hükümdarlar eliyle uygulatılırdı. Kurultaya hanedanın ileri gelenleri ile birlikte hanedan kadınları, hatunlar da yer alırdılar. Hatunların hanlarla birlikte aynı derecede devletin idaresinde yer alıyor olması oldukça önemlidir. Devlet teşkilatlanması da oldukça gelişmiştir yazı işleriyle uğraşan divan yazıcıları görüşülen karaları yazardı. Devletin içteki ve dıştaki temsilcilikleriyle görüşmelerde bulunan haber alıp götüren memurlarda bulunmaktaydı.

Yorum gönder