Anadolu Selçuklu Devleti
Anadolu Selçuklu devleti, daha önceleri Rum Selçuklu sultanlığı ya da Türkiye Selçuklu beyliği olarak da bilinmekte olan bir devlet olarak kayıtlara geçmiş büyük bir devlet olarak bilinir.
1075 yılı kuruluş yılı olarak bilinmektedir ve devlet, Türk-İran geleneklerine bağlı olmakla birlikte Sünni olarak kaydedilmiştir. Devletin kuruluşunun ana sebebi olarak, Türklerin çeşitli sebeplerden ötürü kendilerine yeni bir yerleşim yeri aramaları gösterilmektedir.
Bu durum çerçevesinde Büyük Selçuklu devletinin akınlar düzenlediği ve Anadolu’ya doğru uzandığı bilinmektedir. Anadolu’nun yerleşim yeri olarak tercih edilmesinden önce, büyük Selçuklu devletinin Dandanakan muharebesi ile Gazne devletini yendiği ve akabinde bağımsız olduğu bilinmektedir. Bu bağımsızlığın sonucunda, büyük Selçuklu devleti çok daha sistematik bir şekilde ilerleme göstermeye başlamıştır.
Büyük Selçuklu devletinin Anadolu’nun yerleşim yeri olarak uygunluk kararı vermesinin ardından Bizans ile savaşa girdiği bilinmektedir. Pasinler muharebesi olarak da bilinen bu savaş, Anadolu’nun hakimiyetini Bizans’ın elinden almak amacı ile gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, zaman içerisinde Anadolu Selçuklu devleti olarak anılmaya başlayacak olan büyük Selçuklu devletinin zaferi ile sonuçlanmıştır.
Bu zafer sonucunda Anadolu’nun hakimiyeti Bizans’ın elinden büyük Selçuklu devletinin eline geçmiştir ve büyük Selçuklu devleti Anadolu’ya yerleşerek Anadolu Selçukluları olarak anılmaya başlamıştır.
Akınların hızlandırılması aşamasında Selçuklu devleti tahtında Alp Arslan olduğu bilinmekle birlikte, önceki hükümdarların Tuğrul Bey ve ordunun da komutanı olan Çağrı Bey olduğu bilinmektedir.
Anadolu’ya Başlayan Göçler ve Devletin Kurulması
Anadolu üzerine ilerlemeye başladıkları sırada, Bizans ordusunun geldiklerini haber aldıkları bilinen Selçukluların, başlarında sultan Alp Arslan olan bir ordu ile Bizans ordusunu karşıladıkları ve Malazgirt bölgesinde savaştıkları bilinmektedir.
Bu savaş Malazgirt meydan muharebesi olarak bilinmekle birlikte, Anadolu’nun kapılarını Türklere açtığı kabul edilmektedir. İlerleyen dönemlerde Anadolu Selçuklu devleti olarak da bilinen büyük Selçuklu devletinin Anadolu toprakları içerisinde yayılmasına ön ayak olan bu savaştır.
Bununla birlikte, Malazgirt savaşı kesin olarak Selçukluların zaferi ile sonuçlanmıştır ve yaklaşık 200 bin kişilik Bizans ordusu büyük bir yenilgiye uğratılmıştır. Kazanılan zaferin sonucunda; İran, Horasan gibi bölgelerde yerleşik hallerde bulunan Türklerin kütleler halinde Anadolu’ya göç ettikleri ve devlet nüfusunu artırdıkları bilinmektedir.
Anadolu’ya artan göçler sayesinde nüfus kalabalıklaşmış olmakla birlikte, devletin resmi olarak kuruluşu daha ileri dönemlere, yaklaşık olarak 1075 yılına denk gelmektedir.
Bu dönemde, Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın İznik bölgesini de topraklarına kattığı ve başkent olarak ilan ederek Anadolu Selçuklu devleti adı altında, üzerinde bulundukları toprakları türk toprakları olarak adlandıran devleti kurduğu bilinmektedir.
Devletin adı her ne kadar Anadolu Selçuklu olarak geçse de Avrupa sınırları içerisindeki pek çok kişinin devlete Rum sultanlığı dediği ve Türkiye olarak adlandıranlar ve Rum diyarı olarak adlandıranlar olarak ikiye bölünme yaşandığı bilinmektedir.
Bununla birlikte, haçlı seferleri döneminde devlet içerilere çekilmek durumunda kalmıştır.
Anadolu Selçuklu Devletinde Geri Çekilme ve Çöküş Zamanları
Anadolu Selçuklu devleti İznik başkent olarak alınarak resmi olarak kurulduktan kısa bir süre sonra haçlı seferleri ile karşılamıştır.
Bu seferler neticesinde, devletin kuruluşunda büyük rolü olan ve başkent olarak atfedilen İznik düşmüştür. İznik’in düşmesi üzerine Selçukluların daha iç kısımlara, Konya tarafına çekildikleri ve burada güçlendikleri bilinmektedir.
Haçlı seferleri sonrasında İznik bölgesinin düşmesi üzerine Konya sınırlarına çekilen Anadolu Selçuklu devleti burada güçlenmiş ve ilerlemeye devam etmiştir. Bilinen kayıtların tamamında, Konya sınırlarına çekildikleri zamandan itibaren güçlendikleri ve döneminde, bu sınırlar içerisindeki en güçlü devlet olarak kaydedildikleri görülmektedir.
1243 yılına kadar hakimiyetleri ve güçleri deva etmiş olmakla birlikte, Kösedağ muharebesinde yenilgiye uğramışlardır. Bu yenilginin ardından, İlhanlı devleti tarafından yıllık haraca bağlanan bir devlet haline gelmişlerdir ve bu durumun sonucu olarak eski güçlerini kaybetmişlerdir. Yine bu durumun sonuçlarından biri olarak, bulundukları yerdeki en güçlü devlet olma özelliğini kaybetmiş ve sıradan bir devlet olarak görülmeye başlanmıştır.
İlhanlı devletine ödedikleri haraçların yanı sıra, daha ileri dönemlerde Moğolların sürekli olarak devlete baskı yaptıkları bilinmektedir. Bu baskılar neticesinde devlet sürekli olarak güç kaybederek zayıflamıştır.
Son Anadolu Selçuklu sultanı olarak bilinen sultan mesudun ölümünden sonra, artan Moğol baskısına ve İlhanlılara dayanamayan Anadolu Selçuklu devleti dağılmıştır. Dağılma aşamasından önce, Moğol baskılarına dayanabilmek adına Memluk sultanı Baybars’tan yardım istedikleri de bilinmektedir.
Kayıtlara göre, sultan Baybars ve ordusu Moğol ordularını Anadolu’da ezip geçmiş olmakla birlikte, ülkelerine dönmelerinin ardından Moğollar pek çok Selçuklu vatandaşını kılıçtan geçirmiştir. Bu durumunun sonucunda ve birkaç başarısız isyan denemesinin ardından, Selçuklu devleti tamamen çökmenin eşiğine gelmiş ve sultanları olan mesudun ölümünden sonra ise, tamamen yer yüzünden silinmiştir.
Bilinen bir kaynağa göre, Moğol baskının arttığı dönemler içerisinde bir dönem Anadolu Selçuklu devleti Moğol yönetimine girmiştir ve Moğollar Anadolu’yu kendi tayin ettikleri valiler yardımı yönetmişlerdir ve bu sayede devlet gücünün tamamen azalmasını sağlayarak Selçukluları baskı altında tutmuşlardır.
Yorum gönder