×

Anadolu Selçuklu Devleti Hükümdarları Kimlerdir, Ne Görevlerde Yer Almıştır?

Anadolu Selçuklu Devleti Hükümdarları

Anadolu Selçuklu Devleti Hükümdarları Kimlerdir, Ne Görevlerde Yer Almıştır?

1. Süleyman Şah ve Devletin Kuruluşu

Süleyman Şah’ın babasının ismi Kutalmış ve  dedesinin isimi de Arslan Yabgudur. Alp Arslan döneminde Anadolu’ya Artuk Bey gönderildi. Melik şah tarafından başka bir bölgeye gönderilince Anadolu’daki, fetih hareketlerinin başına Süleyman Şah ile ağabeyi Mahsur geçmiştir.

Bizans’ın karışıklıklarından faydalanan Süleyman Şah, İznik’i ele geçirdi ve burayı kendisine merkez yaptı. Sonra devlet sınırlarını genişletmeye başlatma kararı aldı. Kendisine katılan Türkmenlerle ülkesinin nüfusu giderek artıyordu. Abbasi Halifesi Süleyman Şah’a meşhur göndererek egemenliğini kabul etti. Böylece, Selçuklular artık bir devlet haline geldi.

Süleyman Şah’ın Anadolu’da güç kazanması merkezi otorite açısından sakıncalı gören Sultan Melik şah, fetih görevini Emir Porsuk’a vererek Anadolu’ya gönderdi. Emir Porsuk, kendisini karşılayan Anadolu Selçuklu kuvvetlerini yenerek başlarındaki Mansur’u öldürdü. Fakat bu olay Süleyman Şah’ın hareketlerini etkilemedi. Porsuk’a karşı Bizans’la anlaşan Süleyman Şah, onu geri çekilmek zorunda bıraktı.

Bu sırada Bizans’ta eksik olmayan taht kavgaları Süleyman Şah’a yeni imkânlar hazırlıyordu. Bir fırsatını bulup İstanbul boğazının Anadolu yakasına kadar ulaşan Süleyman Şah, geçen gemilerden vergi almaya başladı. Boğazda Türklerin varlığını gören Bizanslılar heyecana kapıldılar. Henüz yönetime geçmiş bulunan İmparator Aleksis Kommenos, Süleyman Şah’la antlaşma yaptı. Aelksis Kommenos sonrasında çok fazla hediyeyi Süleyman Şah’a sundu. Antlaşmaya göre Türkler, İki ülke arasında sınır kabul edilen Drakon suyuna kadar çekilecekti, Bu antlaşmaya Süleyman Şah’ın Anadolu’daki egemenliğini Bizans’ kabul ettirmesi bakımından önemlidir. Yine aynı tarihlerde kendisini ‘’sultan’’ ilan etmiş, sultanlığını Halife de onaylamıştır.

I. Kılıç Arslan 1092-1107

Süleyman Şah’ın ölümü üzerine, o sırada İznik’te bulunan Ebu’l Kasım bu devlete sahip çıkmış, ülkeyi yönetmeye çalışmış ve parçalanmasını önlemiştir. Bizans’A karşı seferler yapmış, Ege ve Marmara sahillerinden yeni yerler ele geçirmiştir. Fakat bütün çabalara rağmen, Süleyman Şah’ın yönetimindeki topraklarda, daha önce gördüğümüz devlet ve hükümetler ortaya çıkmıştır.

Ebu’l Kasım’ın ölümünden sonra onun yerine geçmek isteyen Ebu’l Gazi, İznik’e yerleşmiştir.

İsfahan’da esir olan I. Kılıç Arslan ile kardeşi, 1092 yılında Melik şah ölünce kaçarak Anadolu’ya geçtiler. Doğruca İznik’e gelen I. Kılıç Arslan, burayı Ebu’l Gazi’den alarak babasının tahtına oturdu.

  1. Kılıç Arslan tahta geçer geçmez ilk işi Anadolu’nun birliğini yeniden kurmak oldu. Çaka Bey’in İzmir’deki yönetimine son verdi. Anadolu’da kurulmuş olan bazı beylikleri ülkesine bağladı. Sonra Bizans’a yöneldi. Marmara kıyılarında bir donanma meydana getirdi. Türkler tarafından iyice sıkıştırılan Bizans İmparatorluğu, Avrupa devletlerinden yardım istedi. İslam ülkeleri üzerine Halı Seferi hazırlığı Avrupa devletlerinden yardım istedi. İslam ülkeleri üzerine Haçlı Seferi hazırlığı içende bulunan Avrupalılar bu işi daha da hızlandırdılar. Bu tarihten sonra, Anadolu siyasal tarih de Haçlı Seferlerinin önemli bir yeri olmuştur. Olayların akışına ve kronolojine uygun olarak, aşağıda Haçlı Seferlerini bir bütün olarak vermiştir.

I. Kılıç Arslan’ın son zamanları ve ölümü

Haçlı tehlikesi geçici bir süre için atlatıldıktan sonra I. Kılıç Arslan, Anadolu’da otoritesini yeniden kurmak için harekete geçti. Haçlıların neden olduğu yıkımı onarmak için çaba gösteri ve toplum içinde düzeni sağladı. Konya, ülkenin yeni başkenti yapıldı. Sonra doğuya yöneldi ve Musul’u ele geçirdi. Bu olay onu Irak ve Suriye Selçuklarıyla çıkar çatışmasına soktu. Büyük Selçuklu Devleti sulatı Muhammed Tapar, Emir Çavlı kumandasındaki bir orduyu onun üzerine gönderdi. Aralarında çıkan savaşı kaybeden I. Kılıç Arslan, Habur ırmağını geçerken boğuldu.

II. Kılıç Arslan’ın son zamanları ve ölümü:

  1. Kılıç Arslan, Anadolu’da Türk birliğini büyük ölçüde gerçekleştirdiği gibi ülkenin yıpranan kurumlarını yeniden düzelemiştir. Onun döneminde Anadolu Selçukluları Devleti bölgenin en güçlü siyasal varlığı olmuştur.

I.Kılıç Arslan, son zamanlarında Türk geleneklerine göre ülkeyi on bir oğlu arasında paylaştırdı. Fakat bu paylaşım, kardeşler arasında iktidar kavgalarının başlamasına sebep oldu.

Ülke karışık orta içindeyken III. Haçlı Seferi başladı. Selçuklu ordusu yenilgiye uğradı hatta bir ara Halılar Konya’yı ele geçirdiler.

Haçlı tehlikesi güçlükle atlatılabildi. O sırada II. Kılıç Arslan öldü. Döneminde büyük ve önemli olayların yaşandığı Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan, ölümünden önce yerine Gıyaseddin Keyhüsrev’i veliaht göstermiştir.

I.Gıyaseddin Keyhüsrev 1192-1196

  1. Kılıç Arslan’ın ölümünden sonra devletin başına geçen I. Gıyaseddin Keyküsrev’in sultanlığı kardeşleri tarafından tanınmadı. Aralarında sık sık savaşlar oldu. Kısa süren saltanatında Bizans’a karşı mücadelesinden geri durmayan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Menderes vadilerine akınlar düzenlemiştir. Sonunda II. Rükneddin Süleyman Şah’ın baskısı karşısında tahtı ona bırakarak Bizans’a sığınmıştır.

II. Rükneddin Süleyman Şah 1196-1204

Kardeşlerini etkisiz hale getirdikten sonra, Anadolu’da Türk birliğinin sağlanması için çaba gösterdi. Bu amaçla, Amasya, Niksar ve Elbistan’ı kardeşlerinden alarak buraları merkeze bağladı Ülke içindeki kargaşadan yararlanmak isteyen Bizans, Samsun limanındaki Türk ticaret gemilerine el koydu. I. Gıyaseddin, Bizans’tan zararın karşılanmasını istedi ve onları vergiye bağlayarak bunda başarılı oldu.

Eyyubilerin de destek vermesiyle kardeşi Kayserşah’ın elinde bulunan Malatya alınmıştır. Saltuklular Devleti’ni ortadan kaldırdı. Gürcüler üzerine yaptığı ilk seferde başarılı olamayınca ikinci sefere çıkmış, ancak yolda ölmüştür.

I. Gıyaseddin Keyhüsrev ( II. saltanatı 1205 ile 1211 yıllarında):

  1. Gıyaseddin Keyhüsrev, Türkmenlerin desteğiyle İstanbul’dan Konya’ya geldi ve dokuz yıl aradan sonra yeniden tahta oturdu. Yeğenini ve yönetim kadrosunu etkisiz duruma getirdi.
  2. Gıyaseddin Keyhüsrev, İstanbul’dan ayrıldığı sırada IV. Haçlı Seferi nedeniyle Bizans’ta Latin egemenliği başlatmıştı. Eski yönetimdeki hanedanın prensleri, Anadolu ve Rumeli’deki Bizans topraklarında küçük devletler oraya çıkmıştı. Bu sırada eski İmparator Aleksis Komnenos, Gürcistan’ın yardımıyla Trabzon’u ele geçirerek Pontus Rum Devleti’ni kurmuştu. İmparatorluğu’nun bir kolu da İznik’te bulunuyordu.

Doğu Karadeniz’de Pontus Devleti’nin kurulması Selçukluların Karadeniz yönündeki kervan ticaretini tehlikeye soktu. I. Gıyaseddin Keyhüsrev bu bölgeye sefer düzenledi ve Aleksis Kommenos’u yenerek ticaret yolunu açtı. Özellikle Samsun’un güvenliğini sağladı. Oradan güneye ilerleyerek Antalya’ya vardı. Bu kenti doğrudan Konya’ ya bağlayarak İtalyan Aldo Brandini’nin yönetimine son verdi. Böylece Anadolu Selçukluları hem Karadeniz hem de Akdeniz limanlarından uluslar arası ticaret yapabileceklerdi. Venedikliler ile ilk ticaret antlaşması yapılarak tarihte bir ilk oldu. Ayrıca Antalya’da kurulan donanma, denizcilik alanındaki gelişmelere önem verildiğinin bir göstergesidir.

I.Gıyaseddin Keyhüsrev’in Anadolu’daki bu çalışmaları İznik Rumlarıyla arasının açılmasına neden oldu. Selçuklular Alaşehir de gerçekleşen muharebeden zaferle ayrıldı. O sırada bir düşman askerinin ani saldırısıyla I. Gıyaseddin Keyhüsrev beklenmedik şekilde bu savaş sırasında şehit olmuştur.

  1. Gıyaseddin Keyhüsrev’in adaletli yönetimi sayesinde Türkiye Selçukluları parlak bir dönem yaşamıştır. Ülke içerisinde birlik sağlanmış, yapılan fetihlerle sınırlar genişlemiştir. Akdeniz ve Karadeniz ticaretinin Selçuklular lehine kontrol altına alması ise ayrı bir önem taşır.

I. İzzeddin Keykavus 1211 ile 1220 yılları

  1. Gıyaseddin Keyhüsrev’in veliaht atamadan ölmesi, tahta kimin geçeceği konusunda tartışmalara neden oldu. İleri gelen devlet adamlarının kararıyla I. İzzeddin Keykavus devletin hükümdarı oldu. Ayaklanma çıkaran Alaaddin Keykubad yakalanarak Malatya kalesine hapsedildi.

İznik kralı Laskaris ile barış antlaşması yapan I. İzzeddin Keykavus, Kıbrıs Krallığı ile birçok ticaret antlaşması geliştirdi. Karadeniz ticaret yolunun güvenliği ise Trabzon Rum Devleti yüzünden tehlikeye girmekteydi.

I.İzzeddin Keykavus bu krallığı kuvvetlerini yenerek imparator Aleksis Kommenos’u tutsak etti ve Sivas’ı aldı. Bu başarısından sonra, Karadeniz ve Akdeniz’de düzenli işleyen bir ticaret yolu açılmıştır.

Bu sultanın son yılları Eyyubi ve Artuklularla mücadele içinde geçmiştir. Eyyubiler üzerine II. Suriye Seferi yaptığı sıra öldü.

I.Izzeddin Keykavus zamanında Anadolu şehirlerinde ticari canlılık oldukça arttı. Dünyanın çeşitli yerlerine giden kervanlar uluslar arası Pazar ve fuarda alış verilerde bulundular. Çeşitli ülkelerle olan ticari ilişkiler sırasında bilim, kültür ve sanat alanlarında karşılıklı bilgi alış verişlerinin olduğu kesindir.

Anadolu Selçuklu Devleti Hükümdarları

I. Alaaddin Keykubad 1220-1237

Alaaddin Keykubat zamanı, Anadolu Selçuklular Devleti’nin her alanda geliştiği bir dönem oldu. Geniş kapsamlı imar hareketlerine girişildi. O dönemde çok önemli mimariler inşa edilmiştir ve iyi bir hükümdar olarak hakının içinde birliği ve güvenliğini sağlamış ve kendini kanıtlamış, halka karşı kendisini sevdirmeyi başarmıştı.

I.Alaaddin Keykubat ilk seferini Akdeniz kıyılarında yapmıştır. Antalya kadar önemli bir liman olan Kalonoros Kalesi alındı. Bugün Alanya adıyla bilinen kente onun isminden dolayı Alaiye denilmiştir. Bu fetihle Antalya- Alanya arasındaki bölge Selçukluların eline geçmiştir.

Kırımdan önemli bir liman olan Suğdak, Anadolu Selçuklularına bağlı Trabzon Rum Devleti ile Kıpçaklar arasında canlı bir ticaret merkezi idi. Tersaneleri Sinop’ta olan ve Selçukluya ait olan bu yerlerde gemiler inşaat edilmiştir. Suğdak üzerine bir sefer yaptıran Keykubat, Sinop Limanı’nı devletin kontrolüne aldı. Suğdak alınınca birçok Rus knezleri ve Kıpçak beyleri de boyun eğmek zorunda kaldılar.

Alaaddin Keykubat kumandanları vasıtasıyla Anamur ve Silifkey’ye kadar olan bütün kaleleri zapt ettirdi. Maraş yönünden gelen kuvvetler de birçok kaleyi ele geçirdiler. Ermeni kralı Hetum, sultana asker göndermek, yıllık vergiyi iki katına çıkarmak ve I. Alaaddin Keykubat adına para bastırmak koşuluyla barış yapmak zorunda bırakıldı.

II. Gıyasettin Keyhüsrev 1237-1246:

  1. Alaattin Keykubat, ölümünden önce yerine küçük oğlu Rüknettin Kılıç Arslan’ı Veliaht göstermişti. Ancak, komutanlardan Saadettin Köpek başta olmak üzere bir kısım devlet ileri gelenlerinin isteğiyle II. Gıyasettin Keyhüsrev tahta geçti.

Saadetttin Köpek I. Alaattin Keykubat döneminde devlete önemli hizmetler vermişti. Ancak, I.  Alaattin Keykubat’ın ölümünden sonra kendisine rakip olabilecek büyük komutan ve devlet adamlarını çeşitli entrikalarla etkisiz duruma getirmiştir. Atabey Şemsüttin Altunaba, Emir Tacüttin Pervane, ünlü komutanlardan Kemalettin Kamyar ve Hüsamettin Kaymer bunlar arasındadır. Bu gelişmeLer yönetim merkezinde huzursuzluklara neden oldu. Harzemlerin lideri Kayır Han’ın katledilmesi ile ortam daha da gerginleşti. Liderlerinin öldürüldüğünü gören Harzemliler Selçuklulara karşı ayaklandılar. Birçoğu güneye doğru gitmiş ve önlerine çıkan yerleşme alanlarını Talat etmişlerdir.

  1. Gıyasettin Keyhüsrev, geç olmasına rağmen Saadettin Köpek’in olumsuz alışmalarını öğrendi. Daha fazla kötülük yapmasını engellemesi için onu ortadan kaldırttı. Eksik olan mevkilere yeni kişiler yerleştirildi. Celalettin Karatay’ı vezirliğe getirdi. Fakat ülkede gerekli otoriteyi sağlayamadı. Çünkü Harzemlilerin saldırılarına uğrayan halk, olaylardan sultanı sorumlu tutuyordu.

Harzemlilerin yerleştikleri bölgede, Moğol tehlikesinden kaçıp gelen Türkmenler yaşıyordu. Bunlardan bir kısmı Doğu ve Güneydoğu’ya gelmişlerdi. Ancak, henüz güvenli bir düzen oluşturamamış, bu güvensiz ortamda Anadolu- Suriye kervan yolu tehlikeye girmiştir.

  1. Gıyasettin Keyhüsrev, Güneydoğu bölgesine kuvvet sevk etti. Bu kuvvetler Diyarbakır’ı alarak Suriye Eyyubilerinin Anadolu Selçuklularına bağladı.

Yorum gönder