Avarlar
Avarlar 500’lü yılların başından itibaren 800’lü yıllara kadar varlığını sürdürmüş olan bir devlettir. Bu devlet batı bölgesinden doğu bölgesine doğru göçebe bir yol izlemiştir. Macaristan Ovası’nda yerleşim yeri kurulmuş ve ilk olarak buraya kurulmuşlardır. Bu devlet üzerinde yaşamış kişilerin kökenleri net olarak bilinmez, ancak Prototürk olduklarına dair bazı yazılar da mevcuttur. Bu devlet oldukça fazla göçebe yaşam süren toplulukları bünyesinde bulundurmuştur. Bu toplulukların tek bir söz hakkı sahibi olanı vardır, o da hükümdarları olmuştur.
Avrupa’ya Adım Atmaları
Bazı yazılı eserlerin içerisinde Uarlar ile aynı topluluk oldukları ifade edilmiştir. Bizanslı birisinin kaleminden bu yazılar çıkmış ve Uar ismi zikredilmiştir. Bu yazılardan yola çıkarak aynı kişiler oldukları öne sürülmüştür. Avarlar, Avrupa’da ilk kez bu yazılar içerisinde görülmüştür. Eğer farklı topluluklar ise görülen topluluk Uarhanlılar olmuştur. Avarlar 555 senesinde batıdan başlar ve göçebe bir hayat sürerler. Doğuya kadar giden bu devlet, Göktürklerden uzaklaşmayı amaçlamıştır. Doğu üzerinde İdil Nehri ile Aral Gölü arasında konumlanmışlardır. 557 senesinde Kuzey Kafkasya’ya doğru ilerlemiş ve burada diğer topluluklar ile mücadele etmişlerdir. Bizans Devleti topraklarına adım atmak için onlarla iletişime geçmiş ve kendilerini bu sayede resmi olarak tanıtmışlardır.
Avarların bulunduğu alan dolayısı ile Bizans İmparatorluğu ile ortak hareket etmesi doğal karşılanır. 558 yılında iki devlet arasında birbirlerinin siyasi politikalarında yan yana olacaklarına karşı anlaşma yapılmıştır. Avarlar, Bizans Devleti’nden belirli miktarda ödeme alacak ve bunun bedeli olarak karşı çıkanları cezalandıracaklardır. Bu uygulama sayesinde bölgede yer alan diğer göçebe topluluklardan üstün olmuşlardır. Perslere karşı bir savaş açmamış ve kendilerini tehlikeye sokmaktan kaçınmışlardır, Sasaniler ile de siyasi ortaklık sağlamışlardır. Fakat bu ortaklık Bizans’tan habersiz gerçekleşmiştir. Bizans’a karşı ayaklanma çıkaran bazı topluluklara saldırmış ve onlara egemen olmuşlardır. Bizans İmparatorluğu’ndan aldıkları güç ile birlikte oldukça saygı gören bir Avarlar ortaya çıkmıştır. Karadeniz üzerindeki ilerlemesi biten devlet, Kuzey bölgesine doğru hareket etmiştir. Avarlar bu dönem içerisinde en parlak zamanlarını yaşamış ve birçok topluluğun üzerinde egemenliklerini kurmuşlardır. Bizans bir müddet sonra bu devletin üzerinden elini çekmiştir. Bu durum sonucunda Almanya’ya doğru ilerlemiş ve Baltık Denizi’ne varmışlardır. Ancak oradan uzaklaştırılmış olmalarına rağmen kendi topraklarına dönememişlerdir. Oldukça sert geçen bir kışın üzerine orada yaşamak zorunda kalmışlardır.
Avarlar, 565 yılında bir devleti yağmalamış ve hükümdarlarını ele geçirmişlerdir. Bu zamanın sonunda Bizans ekonomik yardımlarını durdurmuş ve Avarların küçük bir millet olduğuna karar kılmıştır. Bizans İmparatorluğu ile tamamen bağını koparan bu devlet, sürekli savaş içerisine girmiş ve kendilerini diğer devletler ile savaşmaya adamıştır. Milattan sonra 600 senesinde Avarlar resmi olarak kurulmuştur.
Avarlar Ekonomisi
Avarlar ekonomik olarak kalkınamamış bir devlet olmuştur. Göçebe yaşam tarzını benimsedikleri için tarım ile ilgilenememiş ve geride kalmışlardır. Tarım yapmak için birçok devlette hakimiyet kurmaya çalışmış. Üzerinde hakimiyet kurduğu topraklara işçi bırakmıştır, zamanı geldiğinde ise işçilerden ürünleri toplamıştır. Ancak daha çok hayvancılık ile ilgilenmiş ve bu alanda başarılı olmuşlardır. Kölelik bu dönemde pek kullanılmamıştır. Bunun kanıtı olarak ise, bir savaş sonucu elde ettikleri 10000 kişiyi öldürmeleri gösterilmiştir. Eğer kölelik olsa idi, hepsinden gelir etmeye çalışırlardı. Bir zaman sonra savaşta oldukça iyi bir hale gelmiş ve kendilerini geliştirmişlerdir. Bu nedenle savaşçı eğitimlerine başlamış ve savaşarak gelir elde etmeye başlamışlardır.
Avarlar sanat konusunda da oldukça iyi aşamalar kaydetmişlerdir. Birçok halılar örmüş ve el işlemeleri yapmışlardır, gümüş ile işleme yapmak konusunda oldukça usta olmuşlardır. Sanata önem vermiş ve çeşitli aksesuarlarda görselliği esas olarak almışlardır.
Avarlar Ordusu
Avarların orduları giyim olarak Bizans İmparatorluğu’na benzer bir haldedir. Silahları onlarınkine benzer ve giyimleri boydan boya zincirli zırh halindedir. Bu ordudaki asıl kuvvet süvariler olmuştur. Eski yazılar içerisinde şövalyelerin, süvariler örnek alınarak gelindiği ifade edilmiştir. Üzengiyi ilk kullanan devlet olmuşlardır, Avrupa Avarlardan sonra bu aletin kullanımına başlamıştır. Süvarilere özel olan kılıç da Avrupalılara bu devlet tarafından yayılmıştır. Savaş esnasında soylular ile normal kişiler aynı miğferi kullanmamışlardır. Soylular daha büyük ve görkemli miğferler ile savaşmışlardır. Hükümdarlarına kağan eşine ise hatun denmiştir, karar alma aşamasında bu iki kişinin görüşü tamamen etkili olmuştur. Tudun ise bölgedeki yardımcılara verilen isim olmuştur, bu kişiler yönetimde yardımcı olmak ve bakış açısı vermek için orada yer almıştır. Tarkan ismi verilen kişiler asil kesimdi, bu kesim tamamen liderlik konumunda olan kişilerden seçilmiştir. Yaşlılara değer vermişler ve orduda onlara yer vermemişlerdir. Yaşlıların huzur içinde yaşamaları gerektiğini düşünmüşlerdir. Moğollara benzer bir savaş politikası izlemişlerdir, bu politikaya göre önce düşmanı huzursuz etmişlerdir. İlk olarak oklarını kullanmışlar ve oklar bitince yakın savaşa geçmişlerdir. Bunun sebebi düşmanı rahatsız etmek ve dikkatini dağıtmak olmuştur. Avarlar bu sayede birçok fetih girişimlerini başarı ile gerçekleştirebilmişlerdir.
Yorum gönder