×

Bahri Hanedanı

Bahri Hanedanı

Bahri Hanedanı

Bahri Hanedanı, Memlük Devleti’nin kurucularındandır. Necmeddin Eyyûbi’nin askerleri olarak sadakatini kazanan Memlükler, ordu komutasında yüksek rütbelere kadar gelir ve nüfusu gün geçtikçe büyür. Bu büyüme Eyyubi Devleti’nin sonunu getirir ve Memlük devleti kurulur.

Bahri Hane’danı Kuruluş Tarihi

Türk devleti olarak da bilinen Memlükler, Kıpçak Türkleri tarafından 1250 tarihinde kurulan bir devlettir. Mısır’da Selahattin Eyyubi’nin emrinde bulunan köle askerlerdir. Eyyübi sultanı Necmeddin Eyyûbi tarafından sadakatlerinin ödülü olarak tutsak Kıpçak Türklerini kendi ordusuna katmıştır ve onlara konaklayacak yer imkânı sunmuştur.

Bahri Hanedanı Kurucusu

Eyyûbi ordusunda sadece Türk asıllı askerlerden oluşan askeri birlikler vardı. Sultan Necmeddin Eyyûbi tarafından kurulmuştur II. Adil’e karşı giriştiği iktidar mücadelesinde Kürt asıllı askerleri kendisini terk ederken Türk Memlüklerin sonuna kadar ona sadık kalması onun bu hanedanlığı kurmasında etkili rol oynamıştır. Bir ara Kerek hâkimi Nasır Davud’un eline esir düşmüş olan Necmeddin Eyyüb, esaretten kurtulunca kendisine bağlılıklarını devam ettiren Memlükleri yeniden etrafında toparlamayı başarmış bir süre sonra da Aynerk el – Esmer liderliğinde II. Adil’i tahtan indiren Memlükler tarafından Kahire’de sultan ilan edilmiştir. Bu savaştaki Türk Memlüklerinin başarısını ve sadakatini unutmamış çok sayıda Türk Memlük satın almış ve ordusunu büyük ölçüde bu askerlerinden kurmuştur. Satın alınan Memlükler Mısır’a getirilir. Bu yıllarda Müslümanların yaşadığı coğrafya, İslam tarihi açısından çok hassas denebilecek bir evreden geçiyordu. Takvimler XIII. Asrın ilk yarısını gösterdiğinde, Müslümanlar iki yönden saldırıya maruz kalmışlardı. Bir yandan doğudan yönelen Moğol taarruzlarına karşı mukavemet edilmeye çalışılırken öte yandan batıdan gelen Haçlı saldırıları aralıksız sürüyordu. İleride de göreceğimiz gibi, Müslüman yoğunluklu bu coğrafyayı karşı konulmaz taarruzlarıyla harabeye çeviren Moğollara ilk yenilgilerini tattırma ve de Haçlı kuvvetlerini püskürterek Müslümanları bu büyük tehlikeden kurtarma hususunda şüphesiz en önemli vazifeyi Bahri hanedanlığı olarak geçen bu Müslüman Türk Memlük askerleridir.

Bahri Hanedanı Başkenti

Eyyûbi hükümdarı olan Sultan Necmeddin Eyyûbi tarafından satın alındıktan sonra eğitilip yetiştirilen Bahri hanedanlığı artık Necmeddin Eyyûbi’nin en güvenilir adamları olmuşlardır. Öyle ki aralarında öne çıkanlar, halihazırdaki komutanların yerine göreve getirilmişleridir. Satın alınan Memlüklerin miktarı arttıkça, onlara yeni bir yerleşim alanı bulma ihtiyacı doğmuştu. Ravza adası Bahri Hanedanlarına tahsis edildi. Zamanla nüfuslarındaki artış nüfuzlarındaki artışı da beraberinde getirmiş, etki alanları gittikçe genişlemişti öyle ki artık ülke yönetimine müdahale edilecek tavırlara girer olmuşlardır.

Bahri Hanedanı Bayrağı

Bahri hanedanlığı ordusu o kadar çok nüfusu olmuştu ki kendi bayrakları da vardır. Eyyubi ülkesinin bayrağını anımsatan bu bayrak, sarı renkte olup ortasında beyaz olan bir hilal mevcuttur.

Bahri Hanedanlığı Konumu

Bahri Hanedanlığı, Eyyûbi’nin başında olan Necmeddin Eyyûbi’nin sadakatini kazanmış olup, onlara Ravza adasında yerleşim şansı bulmuşlardır. Ardından ileriki yıllarda Suriye’ye kadar yayılacaklardır.

Bahri Hanedanı

Bahri Hanedanlığı Geçim Kaynağı

Bahri Hanedanlığı geçim kaynaklarını, savaşlardan ve bağlı olduğu Eyyübi devletinin verdiği bütçeyle geçimini sağlamaktadır.

Bahri Hanedanlığı Savaşları

Necmeddin Eyyüb’ün ölümünün hemen ardından Haçlı ordusuna karşı kazanılan Mansura ve Faraskur Savaşlarında en büyük rolü Bahri Memlük birlikleri oynadı. Eyyûbi’nin başına Turan Şah geçmiştir. Ancak suikasta uğramıştır. Onun ölümüyle Mısırda Eyyübiler dönemi kapanmış oldu ve yerini Memlükler adıyla Bilinen Türk Devleti alacaktır.

Bu olaylardan sonra Melike Şecerüddür ile evlenerek Mısır tahtına çıkan İzzedin Aybek, Türk asıllı Memlüklüdür. Sultanın çaşnigiriliğini yapan Aybek, Melike Şecerüddür devrinde atabek olarak görevlendirilmiş nihayetinde de Şecerüddür ile izdivacı vuku bulmuş ve onun yerine başa geçmiştir. İzzedin Aybek, İslam ülkelerine yönelik haçlı taarruzları ve Moğol saldırılarının hız kesmeden devam ettiği bir dönemde Mısır Eyyûbi tahtına oturmuştur. Fakat o öncelikle, durumu kabullenmek istemeyen Suriye Eyyübileriyle mücadele etmek zorunda kalacaktır. Çünkü Bahri Memlük emirlerinin, Abbasi halifesi ve Suriye Eyyûbilerinden gelen tepkileri dindirmek için buldukları çıkış yolu işe yaramamış, Melike Şecerüddür’ün İzzetin Aybek ile evlendirilmesi Eyyûbi muhalefetini ortadan kaldıramamıştır.

Memlük Devleti’nin Kurulması

Mısır’da tahta Eyyûbi soyundan olmayan birinin geçmiş olması, hazmedilecek gibi değildi. Nitekim Suriye Eyyûbi idarecileri tekrar harekete geçerler. Aralarında en büyük otoriteye sahip olan Halep ve Musul civarı emiri Nâsır Yusuf, Dımeşk’teki emirlerin daveti üzerine buraya gelmiş ve halktan biat alarak Mısır üzerine sefer hazırlığına girişmişti.En nihayetinde, Suriye Eyyûbilerini tatmin edecek bir çıkış yolu olarak Eyyûbi sülalesinden çocuk yaştakı Musa isimli prensi tahta oturtmayı tercih ettiler. Daha 6 yaşlarında olan prens Musa’yı 5 Cemaziyelevvel  4 Ağustos 1250 tarihinde Melik el -Eşref sıfatıyla sultan ilan ettiler. Yaşının küçüklüğünden dolayı, liderleri İzzedin Aybek’ de küçük prense atabek olarak atadılar. Fakat bu yeni hamlede de pek kabul görmedi. Nitekim Eyyûbi idarecileri, Mısır sultanlığına kendi soylarından da olsa çocuk yaşta bir prensin getirilişini kâfi bulmadılar. Bu mesabedeki bir prensin, göstermelik bir sultanlığın ötesinde bir şey ifade etmeyeceğinin farkındaydılar. Zaten tahmin edileceği üzere tüm yetki, Eyyûbi soyundan olmayan Atabek İzzettin Aybek’in elindeydi ve bütün işler onun tarafından icra ediliyordu. Böylelikle Suriye Eyyûbi emirlerinin en büyüğü Melik Nâsır Yusuf, diğer emirlerin de desteğiyle büyük bir orduyla Mısır’a doğru yola çıktı. Bunu haber alan İzzettin Aybek, son bir strateji olarak ülkesinin Abbasi halifesine ait olduğunun ve kendisinin de halifenin memuru olarak Mısır yönetiminde bulunduğunu ilan ettirdi. Hilafeti koruma gayreti içinde olduğunu söyleyerek Melik eşref Musa ve kendisine yapılan biatı yinelettirdi. Fakat bunlar Nâsır Yusuf’u durdurmaya yetmemiş. İzzettin Aybek’i savaş hazırlığına mecbur etmişti. İzzettin Aybek ile Nâsır Yusuf ve ordusunu Kahire dışında karşılamak üzere yola çıktı. Abbâsiye denilen yerde şiddetli bir çarpışmaya giriştiler ve bu savaştan 3 Şubat 1251 ‘de galip çıkarak Eyyûbi ordusunun, Suriye’ye geri çekilmesini sağlamıştır. İzzetin Aybek’in Abbasiye’de Suriye Eyyûbilerine karşı kazandığı bu başarı, onun Kahire’deki hükümranlığına güçlendirilmiştir fakat yine de Suriye muhalefetini bitirmeye yetmemiştir. Nâsır Yusuf yenilgiye rağmen tekrar harp hazırlıklarına girişerek Gazze üzerine yola çıkmıştır. İzzettin Aybek de buna karşılık olarak ümeradan Emir Aktay komutasındaki askeri birliği ona karşı harekete geçmiştir. İki ordu arasında ciddi bir savaş olmadan uzun süre birbirlerini savunma taktikleriyle oyalamıştır. Moğol tarafından Bağdat’a yaklaşan Moğol istilasından her iki ordu da haber edilerek barış imzalanmış ve ordularını Bağdat’a sürmüşlerdir. Bu barış anlaşması ile birlikte Memlükler Devleti resmi olarak tanınmıştır ve Ürdün Nehir sınırı olarak kabul edilmiştir. İzzettin Aybek bundan sonra iç işlerine yönelip anlaşmazlığa düştüğü Bahri emirleriyle uğraşmak zorunda kalmıştır. Yukarıda bahsi geçen Bahri Memlük emirlerinden Aktay’ın her işe müdahale edecek nüfuz kazanması Aybek’i rahatsız etmiştir. 1517 tarihine kadar Mısır’da ve Suriye’de Memlükler hâkim olarak hüküm sürmüştür.

Yorum gönder