×

Berilyum Elementi

Berilyum elementi

Berilyum Elementi

Berilyum elementi, kimyasal elementler tablosunda 4 numaralı kutucukta yer alır. Toprak alkalı kimyaya sahiptir. Be sembollü bu element bazı bilim adamları ve kimyacılar tarafından glusinyum olarak da adlandırılır.

Berilyum elementi

Berilyum Elementi

Berilyum elementi 4.kutucukta bulunan 2-A grubu elementlerindendir. Kainatta ender olarak bulunan bu element yerkabuğunun yalnızca %0,0006’sını oluşturur. Yeryüzünden berilyum yatakları Afrika, Hindistan, Brezilya ve Arjantin’de bulunur ama bu yataklar da çok zengin değildir. Verimli berilyum yatakları bulunmadığı için bu element, zümrüt yeşili renkli doğal bir taş olarak beril taşından elde edilir. Beril taşı aslında herkesin çok iyi bildiği aquamarin ve zümrüt taşlarıdır. Beril taşı, renklerine göre farklı farklı isimlendirilir.

Berilyum elementi alüminyum denilen maddeden daha sert olmasının yanında daha hafiftir. Ayrıca berilyum elementinin erime noktası da oldukça yüksektir.

Berilyum elementi kullanım alanları genelde metalürjik alanlardır. Yani metaller ve metalleri ilgilendiren her durum içerisinde berilyum da yer alır. Alüminyumdan daha iyi bir element olmasına karşın alüminyum maddesinden neredeyse 200 kat daha pahalı olduğu için metal işleri haricinde pek tercih edilmez. Berilyum elementi kullanım alanları arasında genelde uzay teknolojisi ve bilgisayar parçaları bulunur. Bu alanlar için berilyum elementine ihtiyaç duyulduğunda element çıkarılan ülkelerde işlenerek Çin, Amerika ve Kazakistan gibi büyük pazarlı ülkelere gönderilir. Berilyum ülkemizde ise yalnızca Manisa ve Kütahya’da bulunur ve buralarda işlenerek kullanıma kazandırılır.

Bu element, kararlı bir elementtir. Ayrıca ömrünün milyonlarca yıl olduğu tahmin edilmektedir.

Berilyum Elementinin Bulunuşu

Berilyum elementinin bulunuşu 1700lü yılların sonuna dayanır. Fransız kimyager Nicolas Vaquelin bir gün çalışma yaparken günümüzde berilyum olarak adlandırılan elementi oksitlenmiş halde bulmuştur. O zamanlar bunun yeni bir element olduğunu henüz fark edememiş olan kimyacının izinden giden Antoine Bussy ve Friedrich Wöhler, 1828 senesinde bunun bir metal olduğunu keşfetmişlerdir. Bu keşifler aynı ülkenin iki farklı bölgesinde gerçekleşmiştir ve böylelikle bu elementin var olduğu kesin olarak açıklanmıştır.

Yıllar boyunca süregelen araştırmalardan sonra bilim adamları bu renksiz elementin buhar ya da kuru toz halinde çözüldüğünü ve bileşenlerinin zehirli olduğunu kamuoyuna duyurmuşlardır.

Yorum gönder