Büyük Selçuklu İmparatorluğunda Eğitim Ve Öğretim
Bugüne kadar kurulmuş olan Türk ülkelerin arasında fazlasıyla önem teşkil eden devletlerden biriside “Büyük Selçuklu Devleti’dir.”(1040-1308) Selçuklular çok önemli gelişmeleri ortaya sunmuşlardır. Özellikle o devirde kurulmuş bazı kurumlar günümüz modern Türkiye’sinde halen mevcut durumdadır. Bu sebeple o dönemdeki eğitimsel gelişmelerin kısa da göz önünde bulundurulması Türk Eğitim Tarihi’ne katkıda bulunacaktır.
Genel olarak analiz edildiği düşünüldüğünde; Selçukluların bilime verdiği önem ve bakış açısı, medreselerin gelişmesi, İslami değerlerin manevi gücü ve hayata bakış açısında İslami özelliklerin ön planda tutulması Selçuklular ‘da eğitimin en temel özelliği olarak karşımıza gelmektedir. Selçuklularda eğitim denince başlıca üç konunun incelenmesinde yarar yardır:
1- Devlet Adamlarının Bilime Gösterdiği İlgi
2- Örgün ve Yaygın Eğitim Kurumları
3- Atabeglik Kurumu
Devlet Adamlarının Bilime Gösterdiği İlgi
Selçuklu devletinin sultanları Tuğrul Bey, Alp Arslan, Melikşah, Nizam-Ül Mülk başta olmak üzere alimlere, mahirlere büyük saygı göstermişlerdir. Örnek olarak Alp Arslan, medreseleri ülkenin her tarafında yaygın hale getirmiş , öğretimi ücretsiz bir hale getirmiş ve talebelere maaş bağlamıştır. Yine ünlü ferz Nizamül Mülk kendi ismiyle Nizamiye medreselerini kurmuş, bilinen bilim adamlarını buraya toplamıştır.Büyük bir kitapevi kurdurmuş, ayrıca öğrencilerin burslu olarak öğrenim görmelerini için son derece yararlı işler yapmıştır. Eğitim alanına geniş yatırımlar da bulunmuşlardır. Selçuklu Devletin de eğitim ve öğretimin gerekliliği anlaşılmış ve büyük destekler sonucunda eğitim alanında gelişme kat etmişlerdir. Özellikle Nizamülmülk tarafından açılan Medreselerin önemi büyüktür. Çünkü o dönemlerde dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yoktur. Bunun yanı sıra devlet büyüklerinin yakınları da kurumlara katkı sağlamıştır. Türk eğitim-öğretimin dönüm noktalarından birisi de Alparslan zamanıdır. O dönemde çok sayıda kurumlar kurulmuş ve öğrenime katkı sağlamıştır.
Selçuklu Döneminde Örgün Ve Yaygın Eğitim
Selçuklu döneminde örgün eğitim kurumları ve yaygın eğitim kurumlarının açılması bakımından, Türk eğitim tarihinde en verimli dönem olmuştur. Hatta bu dönemde oluşan kurumların kesin sayısı bile bilinmemektedir. Özellikle medreseler, bu dönemde örgün eğitim kurumları olarak hizmet göstermişlerdir. Ülkenin ünlü bilim adamları buralarda ders vermişlerdir. Sayı ve nitelik olarak artış göstermişlerdir.
Medreseler :Selçuklu dönemi medreseler bakımından oldukça zengin ve elverişli bir dönem olmuştur. Bu bakımdan Selçuklu devletinin kendisine kadar olan Türk devletlerinin içinde bilime en çok ehemmiyet gösteren, sosyal hayatı dikkate alan, halkın bilimle iç içe olması için olanaklar sağlayan bir devlet olduğunu görüyoruz.
Bağdad Nizamiye medreseleri özellikle gerek bina ve gerek kuruluş bakımından günümüz modern üniversite kampüs yapıları ile yarışan ilk medresedir. Talebeler, medresede öğretimin yanı sıra, günlük ihtiyaçlarını; yemek, yatma, sosyal faaliyetler, gibi hizmetleri de görmekteydiler.
Medreselerin Açılma Bedenleri
Eğitim ve öğretimin sadece bir zümrede kalmaması ve herkesin bilgi edinmeye hakkının olduğunu göstermektir.
Din adamları yetiştirme ihtiyacının giderilmesi.
İmparatorluğun yönetiminin ilerlemesi için memur yetiştirilmesi.
Bilgin kişilere belli bir ücret bile medreselere bağlayarak devletin karşısında bulunmamasını sağlamak.
Küttaplar (Mektep)
İlköğretim düzeyindeki kurumlardır.i. Okuma yazma öğreten,Aritmetik, Kur’an vb. dini ve ahlaki bilgiler veren kurumlardı.Bu mektepler aslında medreselere hazırlık aşamasında yardım eden kurumlar denilebilir.Bu kurumlar genel olarak, camilere bitişik olarak yapılmakta hocalar ya da imamlar buralarda ders verirlerdi.
Yaygın Eğitim Kurumları
Başta gelen yaygın eğitim kurumları şunlardı: camiler, mescitler, bilginlerin haneleri, bilim, ve edep toplantıları, saraylar, kitapçılar, kitapevleri.Bunlardan ayrı olarak esnaf locaları ve ahilik teşkilatı da önemli yerdedir.
Atabeylik
Türklerde padişahlara ve daha padişah olmamış şehzadelere siyaset ve savaş işlerini aşılayan ,onlara danışmanlık, yol göstericilik yapmak için tecrübeli kişilerin çok eskiden beri görevlendirilir. Selçuklular da bu kişilere Atabey, Lalabeg demekteydiler. Selçuklularda atabeğlik önemi büyük bir görev ve yüksek bir unvandır. Selçuklular şehzadelerin eğitimini, atabeğ denen, tecrübeli, yaşlı devlet adamlarına vererek, şehzadeleri onların gözetim ve rehberlikleriyle görevlendirmişlerdi.Bunun için Atabeğler şehzadelerin en iyi biçimde yetişme görevini üstlenmiş, hem teorik hem uygulama eğitimi veren birer eğitimcidirler.
Ahilik
Hacı Bektaşi Veli’nin tavsiyesi üzerine kurulan yaygın bir eğitim kurumudur. Usta Kalfa küçük esnafı içinde bulunduran onların mesleklerini büyük bir özen ve dürüstlükle yapmalarını sağlayan bir teşkilattır. Burası da bir eğitim kurumudur.
Sonuç olarak devlet büyüklerinin eğitime gösterdiği hassasiyet, açılan eğitim kurumları , kullanılan diller, medreseler Selçuklu Devletinin eğitimde ve öğretime verdiği önemi göstermektedir.
Yorum gönder