×

Çağatay Hanlığı

Çağatay Hanlığı

Çağatay Hanlığı

Çağatay Hanlığı, Cengizhan’ın oğullarından olan Çağatay’ın hanını temsil etmektedir.

Çağatay Hanlığı Kuruluş Tarihi

Çağatay Hanlığı, babası Cengiz Han olan Çağatay tarafından kurulan Türkleşmiş Moğol devleti konumundadır. 1227 tarihinde kurulan bu hanlık, 100 yıldan uzun sürmüştür.

Çağatay Hanlığı

Çağatay Hanlığı Kurucusu

Çağatay Hanlığının kurucusu Çağatay’dır. Babası oğulları arasında toprak paylaşımını yapmıştı. Kaşgar civarı Maverünnehir’in hâkimi Çağatay’dır. Bu topraklarda temellerini attığı devleti 1370 tarihine kadar hüküm sürdü. Çağatay Han, önce abisi olan Cuci Han’ı ve ardından Cengiz Han vefat edince hanın en yaşlı üyesi oldu.  Çağatay hanın yapısında iktidar hırsı bulunmadığından abisi ve babasının ölümünden etkilenmiş ve saltanatta hakkı bulunmasına rağmen bu vazifeyi reddetmiştir. Buna karşı kardeşi olan Ögeday’ın aile reisi olmasına karşı çıkmadı ve topraklarını ona bağlı olarak yönetmeye başladı. Çağatay Hanlığı’nın topraklarını Çağatay Han’dan sonra gelenler genişletmiştir. Çağatay Han, genellikle vaktini avcılık ve ailesine zaman ayırarak huzurlu bir şekilde geçirmeye çalışmıştır. Babasının zekasına hayran olan Çağatay, ölümünden sonra babasını rüyasında görüp Cengiz Han’ı hayal kırıklığına uğrattığını söyleyerek hayatı ona zindan olarak geçmiştir.  Oysaki Cengiz Han oğlunun tam aksine tam bir savaş ustasıdır ve karşısında kimse duramayacak kadar zayıftır. Bunun hiçbir oğluna yansımaması onu derinden yaralamıştır. Cengiz Han çok iyi savaşçı ve aynı zamanda taktik ustasıdır. Mete Han’ın düzenli ordu prensibine uymuş ve buna göre savaşlarda pozisyonlar ve rütbe vererek askerlerin birlik ve düzenini sağlamayı başarmıştır. Çağatay Han, bu düzeni sağlamayacağını ve babasından kalan koltuğu dolduramayacağını bilerek tahtta çıkmamıştır. Çağatay Han, tam yaşı kesin ile bilinmemekle birlikte 124 tarihinde gözlerini dünyaya son kez yumduğunu araştırmacılar söylemektedir.

Çağatay Han’ın 1214 tarihinde vefatının ardından Çağatay hanı ile Moğol devletleri karşı karşıya geldi. Çağatayın oğlunun oğlu olan Algu, taht mücadelesinde boşalan koltuğa oturarak Afganistan’a kadar sınırlarını yaydı. 1266 tarihinde tahta layık görülen Mübarekşah, İslam dinini bu hana getiren kişi oldu. Ondan önce bütün han şamanizme inanıyordu.

Çağatay Hanı altın çağ dönemini 1318-1326 tarihleri arasında yaşadı. Kebek Han göçebe hayatını reddedip bir saray inşa ederek yerleşik hayata geçirmiştir. Burada ekonomik anlamda çağ atlamış ve kendi hanına ait olan para basılmıştır. Bu şehirlileşme olayı İslam’ın bölgedeki yaygınlaşmasını sağlamış fakat aynı zamanda siyasal açıdan iç karışıklıklara neden yaratmıştır.

Çağatay Han, döneminde İslam’ı ve onun alışkanlıklarını yasaklamıştır. Fakat Kara Hulagu ve ondan sonra gelenler Orta Asya’nın çoğunluğunu kapsayan Müslümanlarla iyi geçinmişlerdir. Mübarek Şah Müslümanlıkla şereflenmiştir. Ondan sonraki gelenler Kebek Han’a kadar Budist dinini seçmiştir. Moğol hanlarının İslamlaşmasını Tarmaşirin’in Müslüman olmasıyla birlikte başlamıştır.

Bu dönemde Maverünnehir’de oturan ve kent kültürüne alışarak Türkleşmiş Batı Çağatay Hanlığı içerisindekiler Çağatay Türkleri diye seslenip, söylenmiştir. Moğolluluğunu yitirmiş Çağataylı’larla Melez diye alay etmişlerdir. Çağataylılar ise Moğollara çete diyerek misilleme yapmıştır.

1340 tarihinde Çağatay hanlığı, duva han ile savaşmış ve doğu ile batı han olarak ikiye ayrılmıştır.

Doğuda hükümdar olan Tuğluk Timur batı bölgesini de ele geçirmiştir. Tek bir bütün olarak tekrar Çağatay hanlığı olmuştur.

Doğu Çağatay kökenli olan ve ileriki yıllarda hiç yenilmeyen komutan olan Timur bu han için tehlike olmaya başlamış. Timur, bu hanlığı ordusuyla birlikte tarihin tozlu sayfalarına göndermiştir. Böylece bu hanlık 17. Yüzyılının sonunda sonlanmış oldu.

Doğu Çağatay Hanlığı

Yunus Han’ın vefatından sonra onun toprakları oğullarının hakkına geçer ve Ahmet Han doğu Moğolistan ve Uyguristan’ı hükmüne alır. Oyrat’lara karşı başarılı akınlar yapılır, Çin bölgesini işgal eder ve Tarım Havzası’nı ele almaya çalışır ve bu savaşta bozguna uğrayarak küçülmeye gider. Bu hanın çöküşe girmeden önceki son iyi ve ekonomik olarak rahat olduğu dönemidir. Bundan sonraki zamanlarında çöküşü ve yıkılışı başlamaktadır. Batı Çağatay Hanlığıda kurulmuştur lakin doğu Çağatay hanlığı kadar güçlü bir konuma gelememekle beraber, bölgedeki diğer devletlerin tehditleriyle uğraşmış olup bu tehditleri püsküremeyince, doğu tarafının himayesi altına girmeyi kabul etmişlerdir.

Çağatay Hanlığı Başkenti

Çağatay Hanlığı’nın hüküm sürdüğü tarihten itibaren iki tane başkent olarak şehri kullanmıştır. Biri almalık, ikincisi ise Karşı’dır. Bu Almalık şehri Çağatay hanlığı ikiye bölünmeden önceki başkentidir. İkiye bölündükten sonra başkenti Karşı oldu. Hanlık, tekrar birleşse bile birleştiği yıldan itibaren fazla hüküm süremeden Timur tarafından işgal edildi.

Çağatay Hanlığı Bayrağı

Çağatay Hanlığı, İslam’la tanışmadan önce sarı kare şeklinde bir bayrağa sahipti. İslam ile tanıştıktan sonra Müslümanlık ve Türklük için önemli olan üç hilal olarak bayraklarını göklere çekmiştir.

Çağatay Hanlığının Bulunduğu Konum

Yedisu, Çungarya ve maveraünnehir’de bir asır boyunca Çağatay’ın soyundan gelenler yaşamaktadır.

Çağatay Hanlığı Geçim Kaynakları

Çağatay Hanlığı, diğer hanlıklar ve küçük Orta Asya devletleri gibi geçimini hayvancılık yaparak sağlamaktaydı. At, koyun ve sığır genellikle yetiştirmekteydiler. Avcılıkta da ustalaşan bu handa hayvan postu satılarak gelir elde ediyordu. Mübarekşah’ın göçebe toplumu şehirlileştirmesinin ardından bu han, ticaret yapmaya başladı ve altın çağını şehirleştiğinde yaşamıştır.

Çağatay Hanlığı Din ve Dil

Çağatay Hanlığı, Mübarekşah’a kadar Şamanizm dinine mensuptu. Mübarekşah’tan sonra İslam’la buluşan bu toplum Müslümanlıkla şereflendirilmiştir.  Bu Han Türkçeyi günlük yaşamlarında, edebi yazıları okumak için Farsçayı ve atası olan Moğolcayı bilmektedir.

Çağatay Hanlığının Savaşları

Çağatay Hanlığı birçok kez hem kendi içinde hem de diğer devletlere karşı savaşmıştır. Ama en çok bilineni ise Timur’un bu bölgeyi ele geçirmesiyle yükselişe geçmesidir. Timur’un tehdit yarattığının farkında olsa bile bu Han, Timur’un karşısında duramadı ve Timur, bu hanı tarihin tozlu sayfalarına gönderdi.

Yorum gönder