Gizemi Hiçbir Zaman Çözülememiş 9 Ürpertici Olay
Dünya üzerinde pek çok çözülemeyen, okunduğu zaman akıllarda soru işaretleri bırakan olaylar bulunmaktadır. Eğer üzerinden gizemi asla kaldırılamamış olayları merak ediyorsanız, bu konuyu sizler için hazırladık… Gizemi Hiçbir Zaman Çözülememiş 9 Ürpertici Olay;
1- Nicholas Barclay
Amerika Birleşik Devletleri, Teksas’ta yaşamakta olan 13 yaşındaki Nicholas Barclay, 13 Haziran 1994 tarihinde arkadaşları ile beraber basketbol oynamak için dışarıya çıkmıştı. Ancak bundan sonra geri dönmeyerek, esrarengiz bir şekilde ortadan kayboldu.
Bu kayıp ardından ailesi tüm araştırmasına rağmen Nicholas Barclay’a ulaşamadı. Ancak 1997 yılında gelen bir telefon bu durumu değiştirdi. Telefonda olan kişi, oğulları Nicholas Barclay idi. Aile, oğullarını buldukları için çok sevinmiş olsalar da, oğulları İspanya’dan aramaktaydı. Bundan sonra ailesini ikna etmeyi başaran Nicholas Barclay, Teksas’a dönmeyi başardı ve 5 ay boyunca ailesiyle yaşadı.
Ancak Nicholas Barclay, çok sessizdi ve karakteri de eskisine göre oldukça farklıydı. Ailesi, bu durumu yaşadığı olaylara ve travmaya bağlamıştı. Buna karşılık yerel bir dedektif, bu olaya şüpheli yaklaşmış, bu olayı FBI ile paylaşmıştı. Hemen harekete geçen FBI, Barclay ailesinin yaşadığı eve geldi ve Nicholas Barclay’dan bazı DNA örnekleri ve parmak izi aldı. 1-2 hafta sonra açıklanan sonuç ise oldukça şok ediciydi. Nicholas Barclay olduğunu iddia eden kişi, aslında İnterpol tarafından aranmakta olan 23 yaşında Fransız Frederic Bourdin’di.
Peki, Frederic aileyi nasıl kandırmıştı? Frederic, Nicholas kimliğine bürünebilmek için çocuğun sahip olduğu aynı dövmeleri yaptırmış, saçlarını da boyatmıştı. Ancak bir sorun vardı. Nicholas mavi gözlü, Frederic ise kahverengi gözlüydü. Bu konuda kendisini kaçıran kişilerin göz rengini değiştirebilmek için gözlerine çözelti uyguladıklarını söylemiş, ailesi de bu duruma inandırmıştı.
FBI’a da kaybolma sürecinin nasıl olduğunu anlatan Frederic, onu üst düzey askerlerin kaçırdığını, işkence ve tecavüze uğradığını söylemişti. Ancak İspanya’da yaşayan bir Fransız olarak İngilizcesi düzgün değildi. Bunun için de onu kaçıran kişilerin İngilizce konuşmasına yasak koyduğunu, bu yüzden aksanının değiştiğini belirtmişti. Durum ortaya çıktıktan sonra Frederic Bourdin cezaya çarptırılmış, cezası bitince de Fransa’ya gönderilmişti.
Peki, Nicholas Barclay’a ne olmuştu? FBI tüm araştırmasına karşılık hiçbir sonuç elde edemedi. Ailenin yabancı bir kişiyi, oğulları sanması durumunu ise bir şeyi gizlediklerine yorumladı.
2- Beaumont Kardeşler
9 yaşında Jane, 7 yaşında Arnna ve 3 yaşında Grant isimli kardeşler olan Beaumont çocukları, Güney Avustralya’da yaşamaktaydılar. Ocak 1966’da bir gün, kardeşler sahile oynamaya gittiler, ancak onları bundan sonra gören olmadı. Yapılan tüm araştırmalara rağmen ne kardeşler, ne yanlarına aldıkları eşyalara ulaşılabildi.
Kayboldukları gün, 9 yaşında olan Jane en son görgü tanıklarınca deniz kenarında bir adamla oynarken görülmüş, ardından saat 15.00 civarında bir polis memuru üç kardeşi de evlerine giderken gördüklerini söylemişti. Bazı görgü tanıkları da çocukları 30’lu yaşlarında atletik bir adamla gördüklerini ifade etmişlerdi.
Bazı gördü tanıkları Beaumont kardeşleri bir kafede gördüğünü de belirtmişti. Bu bölgede çalışmakta olan kişiler sorgulansa da, kardeşlerin nerede olduğu ya da ne olmuş olabileceği çözülemedi. Çocuğa bulanlara para ödülü koyulmuş olmasına karşılık, çocuklar bulunamamıştı.
Kardeşler uzun yıllar boyunca aranmasına karşılık herhangi bir ize rastlanılamadı. Ancak 2018 yılında, çocukların gittiği yerin yakınlarında şüpheli bir alan bulduğu ve kazıya başladıkları söylendi. Güney Avustralya, çocukların üzerinden esrarın kaybolmasına yardımcı olacak herhangi bir bilgi için 1 Milyon Avustralya Doları ödülü vereceğini söyledi. Buna karşılık çocuklara ne olduğu ve nasıl herhangi bir ize rastlanılamadığı hâlâ büyük bir sır konusu.
3- Brown Mountain Işıkları
Brown Mountain ışıkları, Kuzey Carolina’da, Brown Mountain yakınlarında görülmekte olan hayalet bir ışık olarak tanımlanmıştır.
Bu ışıkların varlığına dair ilk bilgi, 1913 yılında, bir balıkçı tarafından gelmiştir. Bölgede yapılan çalışmalara göre tren ışıklarının karıştırılmış olduğu dair bir açıklama yapılsa da, bu ışıkları gören kişileri sayısı da artıyordu. Bu hem bir merak, hem bir korku oluşturuyordu. Bunun üzerine yine resmi bir açıklama yapıldı.
Ancak durum aslında karıştırılan ışıklar ile ilgili değildi. Bölgeye bu civarlarda büyük bir sel tarafından vurguna uğramış, bunun sonucunda da tüm elektrikler kesilmişti. Buna karşılık Brown Mountain Işıkları görülmeye devam etti. Bu ışıkların kaynaklarının ne olduğu ise hala çözülemedi.
4- Dyatlov Geçidi
Rusya’da gerçekleşmiş olan Dyatlov Geçidi olayı, üzerinden yaklaşık 60 yıl geçmesine karşılık halâ aydınlatılamamış olaylardan biridir. Bu vakada 10 kişilik bir gruptan oluşan öğrenciler, kış aylarında Ural Dağları gezisine katılmıştı. Buna karşılık bu gezinti, hemen hepsinin ölümüyle sonuçlanmış, bir kişi hayatta kalmıştı. Ancak bu konuda sıra dışı olan bir konu da vardı. Öğrencilerin vücutlarında nedeni açıklanamayan yaralar ve daha da önemlisi radyasyona maruz kaldıkları tespit edilmişti.
Grubun lideri, Igor Alekseyeviç Dyatlov isminde bir kişiydi. Igor şehirde olan spor klübüne, geziyi 12 Şubat günü bitirdiği zaman haber vereceğini söylemişti. Ancak 12 Şubat günü herhangi bir haber alınmadı. Buna karşılık kimse henüz şüphelenmemişti. Zira kötü hava koşullarından dolayı geç dönmeler de olabiliyordu.
Ancak haber alınamayınca, Şubat ayı içerisinde harekete geçilerek, bölgeye bir arama ekibi gönderildi. Arama ekibi, kaybolan grubun kamp yaptığı yere vardığında çadır içerisine düzenli yerleştirilmiş çantalar ile botlarla karşılaştılar. Bunun haricinde grubun takip ettiği rotayı gösteren bir harita, para, yemeye hazırlanmış ancak dokunulmamış et ve alkol şişesi de buldular. Çadırda olan incelemelerde, çadırın içerden bıçakla kesilerek açıldığını, içerideki kişilerin aceleyle çıkmak istediklerini fark ettiler.
Çadırların dışarısında garip bir durum da söz konusuydu. Çadırların dışına çıkıldığında bazıları botlu, bazıları botsuz 8-9 kişiye ait ayak izleri vardı. Buna karşılık ayak izleri 5-10 metre ardından aniden kaybolmaktaydı.
Grup günlüklerine göre, bir kişi, yolculuğu zorlu bulup geri dönmüş, böylece hayatta kalmıştı. Kamp bölgesinde yapılan araştırmalarda bazı grup üyelerinin cesetleri bulundu. Ancak bazılar sadece iç çamaşırı vardı. 2-3 ay sonra karlar eriyince diğer grup üyelerinin de bedenleri bulundu. Bu cesetlerden birinin dili kesilmiş, diğerinin her iki gözü de çıkarılmıştı.
Bu olay günümüzde hala çözülememiş olup, Ruslar 2019 yılında davayı tekrar incelemeye almışlardır.
5- Terra Cotta Ordusu
Çin’de keşfedilen Terra Cotta ordusunda bulunan toprak heykellerin her biri ayrı mimiklere ve yüz yapılarına sahiptir. Yapılan araştırmalar Çin imparatorunun, ordusundaki askerlerin bire bir kopyaladığını ortaya çıkarsa da, bu çalışmanın nasıl yapıldığı halâ bir merak konusu oluşturmaktadır.
6- Rujm El Hiri
İsrail-Golan Tepelerinde yer alan Rujm El Hiri, yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahip olup, bazalt kayalardan oluşmaktadır. Ancak yapı yerden herhangi bir dikkat çekmemekte, sadece gökyüzünden fark edilebilmektedir. Bu yapıyı kimlerin, neden yaptığı halâ tespit edilememiştir.
7- SS Ourang
Gemiden gelen acil bir SOS çağrısı, kaptan da dâhil olmak üzere öldüğünü, ikinci çağrı ise ölüyorum mesajını içermekteydi. Çağrıları alan ekipler hemen gemiye gelse de, gemide herkesin öldüğünü gördüler. Ancak burada bir sorun vardı. Cesetler geminin her yerine dağılmıştı ve hepsinin yüzlerinde korku ifadeleri vardı ve elleri güneşe doğru dönüktü. Olayı incelemek için gemi limana çekilmeye karar verilse de aniden bir yangın çıktı ve alevler geminin suya batmasına neden oldu. Gemide ne olduğuna yönelik gizem, bugün de kendisini korumaktadır.
8- Tamam Shud
Olayda keşfedilen ölmüş kişi, üzerine kalın şeyler giymişti. Ancak mevsim yaz ayıydı ve giysilerde etiket yoktu. Yapılan incelemede üzerindeki ceketin gizli bir yerinde Tamam Shud yazan bir kâğıt bulundu. İnceleme sonucu kelimelerin, Ömer Hayyam’a ait olduğunu ve “Bitti, tamamlandı” anlamına geldiği öğrenildi. Gazeteye ilan verilerek kâğıdın koparıldığı kitap bulunmuş, arkasındaki telefon numarası aranmıştır. Çıkan hemşire, bu kitabı Alfred adında bir teğmene verdiğini söylemiştir. Alfred’in olay ardından bulunsa da, kitabında Tamam Shud kısmı koparılmamıştı. İsimsiz cesedin kim olduğu, bugün halâ gizemini korumaktadır.
9- Overtoun Köprüsü
Bu köprü, üzerinden geçen köpeklerin intihar etmeleriyle ün kazanmış bir köprüydü. Köpekler herhangi bir neden yokken, aniden köprüden 15 metre aşağı atlıyorlardı. Bazı durumlarda köpekler kurtulsa da, yine köprüden atlayarak intihar etmişlerdi. Ancak bu durumun en gizemli tarafı, intihar eden tüm köpeklerin, sürekli köprünün aynı tarafından, aynı açıyla atlamasıydı. Köprüde ayrıca bir adam da ilk önce bebeğini, ardından da kendini atarak intihar etti.
Yorum gönder