Hazarlar
Kırım yarımadası ile idil kıyıları arasında bulunan bölgeye konumlanmış olan Hazarlar, bir Türk halkı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı kaynaklara göre Hazar ülkesinde yaşam sürdüren halkın bir kısmı Uygur, diğer bir kısmı Ön Bulgar ve Hazar, geriye kalan kısmı içe Peçenek ve Sabir gibi Türk boylarından oluşmaktaydı. 8. yüzyılda Museviliği benimsemeye başlayan Hazarlar, oldukça güçlü bir devlet yapısına sahip bir biçimde karşımıza çıkıyordu.
- ile 11.yüzyıllar arasında Hazar Denizi civarlarında, oldukça geniş topraklara kadar yayılmış olan Hazarlar, çok uzun bir zaman hükmetmişlerdir. Bu Türk devletinin ismi ise serbestçe dolaşan, bir yere bağlı kalmayan anlamı taşımaktaydı. Bazı kaynaklara göre Hazarların Ansa sülalesine mensup oldukları ve Orta Asya’dan geldikleri yazmaktadır. Yine bazı kaynaklara göre Hazarların, bir dönem Büyük Hun Devletlerine bağlı bir biçimde olabileceği de yazıyor. Tengriciliğin Hazar topraklarında yayıldığı da bilinen gerçekler arasındadır. Hazarlar 10. yüzyıla kadar hız kesmeden topraklarını inanılmaz bir biçimde geliştirmişlerdir ve Hazar Denizine de ismini yine bu devlet vermiştir. Son derece güçlü olan Hazar devleti doğudan gelen Peçenekler nedeni ile ne yazık ki zayıflayarak Kiev Knezliği tarafından haince bir biçimde yıkıldı.
Hazarların Tarihi
626 ile 627 seneleri gibi ortaya çıkmış olan Hazarlar, Bizans İmparatoru Herakleios’un isteği üzerine kırk bin kişilik süvari birliği ile beraber tarihte ilk kez anılmışlardır. Yani Hazar önderlerinin, Bizans İmparatorluğu ile Tiflis suları yakınlarında yapmış oldukları görüşme sayesinde tarih Hazarları tanımaya başlar. Hazar Kağanı, kızı Çiçek’i Bizans imparatoru oğlu V. Konstantinos ile evlendirmiştir. 7. İle 10.yüzyıllar arasında oldukça kuvvetli bir teşkilata sahip olan Hazarlar, son derece iyi bir ticaret faaliyetlerine sahipti. Bununla beraber iktisadi bir refah süren Hazarlar, dini anlamda da oldukça hoşgörülüydü.
Hazarların Bulunduğu Konum
Kırım yarımadası ile İdil kıyıları arasında bulunan ve sonralarda oldukça geniş topraklara yayılan Hazarlar, Hazar Denizine de oldukça yakınlardır ve bu denize ismini de yine bu devlet vermiştir.
Hazarların Savaşları
Kaynaklara göre Hazarlar en çok Sasaniler ve İslam Devletleri ile savaşmıştır.
Hazarların Geçim Kaynakları
Ticaret ile ülke ekonomisini kalkındırmaya çalışan Hazarların ne yazık ki ihracat yapabilecekleri fazla ürünleri yoktu. Balmumu, kadife, kürk, tutkal ve balın yaygın bir biçimde ihraç edildiği bu devlette, gemiler ve ticaret kervanlarından da vergi alınırdı. Tarıma elverişli topraklara sahip olan Hazarlar, hayvancılık ve tarımdan da büyük gelir elde ediyordu. Bunun dışında pek çok tüccar ile iş yapan Hazarlar, Sakşın şehrinde de büyük bir ticaret merkezi kurmuşlardı. Hazarlar kıyafetlerini ise Bizans ve Araplardan ithal ettikleri, bilinen gerçekler arasındadır. Devletin büyük bir kısmı ormanlar ile kaplıydı ve bu alanlarda tahıl tarımı yaygın bir biçimde yapılıyordu. Bunun dışında devletin bazı kısımları ise bozkırdı, yine buralarda da arpa, darı, bezelye, kendir vs. sebze ve meyve üretimi yapılıyordu. Hayvancılığa büyük değer verilen Hazarlarda daha çok eşek, koyun, at ve keçi bazen de domuz yetiştiriciliği yapıyordu. Avcılıkta da son derece iyi olan Hazarlar, tavşan, geyik ve kunduz gibi çeşitli avcılıklar yapıyordu.
Hazarlarda Kültür ve Sanat
Devletin başkenti olan Sarkel, Saltavo ve Matsko şehirlerinde inanılmaz güzel mimari ve sanat eserleri bulunmuştur. Hazarların çevresinde bulunan bazı ülkelerde de yine Hazarlara ait ilginç eserlere ulaşılmıştır. Göçebe bir hayat süren Hazarlar, Hazar kağanlığına dek kış ve yaz mevsiminde farklı bölgelerde oturma geleneklerini sürdürmeye devam etmişler. İlkbaharın gelmesi ile beraber Hazarlar bozkırlara taşınırken, kış ile beraber tekrar kentlere geri dönerlerdi. Hazarların evleri; derme yani ağaçtan yapılmış ve üst bölgelerinin keçe ile kaplanmış bir biçimde olduğu bilinmektedir. Devlet kamusuna ve kağanına yapılan binalar ise tuğla ile yapılıyordu. Hazarların süslü tabaklar kullandığı da bilinen gerçekler arasındadır ve mücevher, ayna ve çeşitli süs eşyaları da yine bu devlet kültürüne aitti. Gümüş ve altın işlemeciliği konusunda da oldukça gelişmiş bir devlet olan Hazarlar, süs ve giyime de son derece önem veriyorlardı.
Hazarlarda Dil
Uzun yıllar hüküm sürmüş olan Hazar devletinin resmi dili Hazarcaydı fakat bu devlette İbranice dili de kullanılıyordu.
Hazarlarda Din
Göktanrı inancının yaygın bir biçimde görüldüğü bu devlette, Hristiyanlık ve Müslümanlık inancı da mevcuttu. Sonraki yıllarda Hazarların Museviliği benimsediği de bilinen gerçekler arasındadır.
Yazmış olduğumuz bu yazımızda tarihin en önemli devletlerinden birisi olan Hazarlar ile ilgili bilinmesi gereken önemli bilgilere detaylı bir biçimde değinmeye çalıştık, umarım sizler için faydalı olmuştur!
Yorum gönder