İdil Bulgarları Devleti
İdil Bulgarları devleti, 7-10.yüzyıllar arasında ortaya çıkmış bir Türk topluluğu olarak nitelendirilmektedir.
Büyük Bulgar hanlığının hazarlar tarafından dağıtılması ve ön Bulgar halkının bölünmesi, ortaya çıkmalarında en önemli etken olmuştur. 13. Yüzyıla kadar toplu olarak kaldıkları bilinmektedir.
İslamiyet’i devlet dini olarak kabul eden ilk Türk devleti olmakla birlikte bu kabul 8. Yüzyılda olmuştur. Tuna nehri tarafına göç eden Bulgarların ise 9.yüzyılda Hristiyanlık dinini kabul ettikleri bilinmektedir.
Kuzey kısımda hanlık kurmuşlardır ve bu hanlığın önemli bir ticari güce sahip olduğu bilinmektedir. İlerleyen dönemlerde devletin kültür mirasının altın orduya ve ardından kazan tatarlarına aktarıldığı ve bu şekilde sürdürüldüğü bilinmektedir.
İdil Bulgarları Devletinin Kısa Tarihi
İdil Bulgarları devleti kazan tatarlarının atası olarak bilinmektedirler. Bu durum, 19. Yüzyılda, kazan tatarlarının halen kendilerine tatar yerine Bulgar denmesini istemesinden ötürü kanıtlanmış sayılmaktadır.
Büyük Bulgar’a hanlığının hazarlar tarafından yenilgiye uğratılmasının sonucu olarak ön Bulgarların iki kola ayrıldıkları bilinmektedir. Karadeniz’deki eski yerleşim yerlerini terk etmelerinin yanı sıra, bir kol 1.bulgar imparatorluğunun kurulmasında etkili olmuştur.
1.bulgar imparatorluğunun günümüzde Bulgaristan olarak bilinen topraklara kurulduğu bilinmektedir. Diğer kol ise, Volga nehrine bitişik bir hanlık kurmuştur. Bu hanlık idil Bulgarları olarak adlandırılmıştır.
Ön Bulgarların bir kısmının hazar devleti egemenliği altında yaşamayı kabul ettikleri bilinmektedir. Bu nedenle, hazar egemenliğini kabul edenlere kara Bulgarlar, idil devletinde yaşayanlara ise ak Bulgarlar denildiği bilinmektedir.
İdil Bulgarları Devletinin Kuruluşu ve İlerlemesi
İdil Bulgarları devleti kurulum aşamasında basit bir topluluktan oluşmuştur ancak bu topluluğun 13. Yüzyıla kadar bir arada kaldıkları da bilinmektedir.
Büyük Bulgar’a hanlığının çökmesi üzerine idil Bulgarları, Volga nehri kenarında bir hanlık kurmuşlardır ve bu hanlığın ilk zamanlarında hazarlar ile iyi geçindikleri bilinmektedir.
Ticareti iyi bilmeleri ve verimli topraklara yerleşmeleri sebebi ile oldukça güçlü bir devlet yapısına sahip oldukları bilinmektedir. Bunun yanın sıra, tarihlerinin geçmişi yaklaşık 500 yıl kadardır. Askeri ve siyasi teşkilat tarihlerinin de yaklaşık 500 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin edilmektedir.
İdil Bulgarları Devletinde İslamiyet’in Kabulü
İdil Bulgarları devleti, ticari anlamda oldukça gelişmiş bir devlet olmasının yanı sıra, bu gelişmişlikte ticareti iyi bilmeleri kadar verimli topraklarda yaşamalarının da etkisi olmuştur.
Hazar devletine giden Bulgar tüccarların burada İslamiyet ile tanışması sonucunda, idil Bulgarlarının İslamiyet’i benimsedikleri ve resmi devlet dini olarak ilan ettikleri bilinmektedir.
İslamiyet’in kabul edilmesi ve benimsenmesi sonucunda minare ve mescitler inşa edilmiş, almış han ise ismini Abdullah olarak değiştirmiştir. Ayrıca, 11 ve 12. Yüzyılda Avrupa’nın önemli ticari şehirlerinden biri olmaları da dinin yayılması konusunda etkili olabilmiştir.
İdil Bulgarları halkının özelliği, Karahan devletinden önce, toplu olarak İslamiyet’e geçiş yapan ilk Türk halkı olmalarından gelmektedir. İslamiyet’e geçişlerinin ticareti etkilediği ve Rusya’ya kadar, tüm lüks malların denetimini yaptıkları da bilinmektedir.
İdil Bulgarları Devletinde Ticaret
İdil Bulgarları devleti, İslamiyet’i benimsedikten sonra diğer İslami Türk kavimleri ve devletleri ile alışveriş ve ticaret bağlarını artırmıştır.
İdil Bulgarlarının tarım konusunda oldukça başarılı oldukları bilinmekle birlikte, mevsim değiştikçe ev değiştirdikleri de bilinmektedir. 1006 yılında ise, tuşlar ile ticari olarak diplomatik anlaşma yaptıkları bilinmektedir.
Bunun yanı sıra, hazar devletinin yıkılması ve Ruslar ve Peçenekler, idil Bulgarları için gerekli tüm şartların sağlanmasında önemli rol oynamıştır. Ancak ilerleyen dönemlerde Rus prenslerinin Bulgar tüccarların yollarını kesmesi ve onlara işkence etmesi durumunda dolayı aralarında ciddi sorunlar yaşandığı da bilinmektedir.
Moğolların gücünün ilerleyen dönemlerde artması devlet için sorun oluşturmaya başlamış olmakla birlikte, Moğol hükümdarı Batuhan tarafından devlete son verilmiştir.
Yorum gönder