Kırım Hanlığı
Kırım hanlığı 1441-1783 yılları arasında Kırım‘da hüküm sürmüş Kırım Tatar devleti olarak bilinir.
Altın Orda‘nın yerini alan dört Hanlıkların en uzun süre hüküm süreni olarak bilinmektedir. Bazı kaynaklarda 1475’ten 1774 yılında Küçük Kaynarca Antlaşması‘nın imzalanışına kadar Osmanlı İmparatorluğu‘na bağlı kaldığı söylenmektedir
Büyük Orda zaferinden sonra, Kırım hanları, Rusya ve Polonya-Litvanya devletinin 18. yüzyılın başına kadar Kırım’a haraç ödediği onayında Altın Orda ve Deşti-i Kıpçak‘ın ana mirasçıları olarak kabul edilmiştir.
Kırım Hanlığı hiçbir zaman Osmanlı İmparatorluğu‘nun tam bir beyliği olmamakla birlikte, Kırım hanları halife-Sultan’ın üstünlüğünü Müslüman dünyanın başı olarak tanımıştır
- ve 14. yüzyıllarda Rusya‘nın içlerine ve Kıpçak Bozkırı(Deşti-i Kıpçak)’na ilerleyen Tatarkabileleri, göçebe yaşamlarını bırakmış Kırım‘a yerleşmiştir. Altın Orda’nın yıkılmasından sonra bu bölgede başlayan hakimiyet kurma yarışı Cengiz Han‘ın oğullarından Cuci‘nin küçük oğlu Toka Temür soyundan gelen ve Tatarları yöneten Hacı Giray tarafından kazanılmıştır.
Kırım Hanlığının Kuruluşu
Litvanya‘da 15. yüzyılın başlarında bir grup Tatar’ın Kral Vitold’un yönetimindeki Litvanya’ya sığındığı dönemde ortaya çıkmıştır. Büyüdükten sonra, “Şirin” kabilesinin yardımıyla Kırım‘da hakimiyet kurmuştur. 1441 tarihinde kendi adına para bastırmıştır. Kırım Hanlığı kuruluş tarihi bu yüzden 1441 kabul edilmektedir.
Osmanlı Sultanları için çoğu zaman Kırım Hanlığı bağlı bir devlet olarak değil müttefikleri olarak belirtilmiştir. Kırım Hanları dış işlerinde kendileri karar verme haklarına sahiptirler. Han kendi adına para basıp hutbe okutabilmiştir. Ki bu iki simge önemli bağımsızlık simgeleri olarak kabul edilmektedir.
Kırım Hanlığı Osmanlı’ya vergi ödemesi yapmamıştır. Bunun yerine Osmanlı Tatarların yetenekli süvarilerini savaşlarında kullanmıştır. 1524’te Mehmet Giray‘ın oğlu Gazi Giray‘ın zamanında yaşanan kriz yüzünden daha sonraki Hanlar tamamen Osmanlı Sultanı tarafından atanmaya başlamıştır. Kırım kuvvetleri, bir Osmanlı savaşına ilk defa, Sultan II. Bayezid‘in, 1484’teki Akkerman Seferi’nde katılmıştır.
1502’de ise Mengli Giray Saray‘a hücum etmiş ve Altın Ordu Hanlığı ‘na son büyük darbeyi vurmuştur. Bundan sonra Kırım Hanlığı, Altın Ordu topraklarında hakimiyet kurmaya başlamış, Kazan ve Astrahan Hanlıkları da ele geçirilmiştir. Bu ise Moskova Knezliği ile rekabete neden olmuştur.
Siyasi İlişkiler ve Savaşlar
1521’de Mehmet Giray, Moskova‘yı kuşatmış, Rusları yenerek onları vergiye bağlamıştır. Ruslar, vergiyi, I. Petro zamanına kadar ödemiştir. 1502 yılında Kırım Hanı I. Mengli Giray, Altın Orda Devleti‘ne bir sefer düzenlemiş ve bu devletin Kırım yarımadası üzerine olan arzularına son vermiştir. Han, Kırk Yer Mevzii yakınlarındaki Salacık‘ı başlangıçta başkenti olarak tayine etmiştir.
Daha sonra buraya yakın olan Bahçesaray 1532 yılında I. Sahip Giray tarafından başkent ilan edilmiştir. Günümüzde Salacak da Kırk Yer de Bahçesaray topraklarında bulunur. Kuşatmasında da Murat Giray ve Kırım Ordusu Osmanlılara yardıma gelmiş; ama bazı kaynaklar bu kuşatmada Murat Giray’ın Viyana‘yı kurtarmaya gelen Lehlerin önünü bilerek kesmediğini yazmaktadır, yani kuşatmanın başarısızlığına Murat Giray’ sebep gösterilmektedir.
Viyana başarısızlığından sonra Murat Giray azledilmiş ve II. Hacı Giray tahta geçmiştir. II. Hacı Giray’ın çok kısa süren hanlığından sonra, 1684’te tahta geçen ve parlak bir hükümdar olan I. Selim Giray, Kutsal İttifak güçlerinin Osmanlı Devleti‘ne karşı giriştiği savaşlarda önemli başarılar elde etmiştir; Rusların Kırım Seferleri‘ni, Lehlerin 1687-1688 seferlerini bastırmıştır, dört kez geçtiği Kırım tahtında büyük başarılar elde etmiştir.
Selim Giray’ın başarılarına rağmen Osmanlı Devleti bu savaşları kaybetmiş ve Karlofça Antlaşması‘nı imzalamıştır. Sonraki dönemlerde Osmanlı’nın Avrupa karşısında gerilemesi ve Çarlığının büyük yükselişi Kırım’ı etkilemiştir.
1777’de Rus yanlısı olarak bilinen Şahin Giray tahta geçmiştir, Osmanlı yanlısı olan II. Bahadır Giray, hanlık mücadelesinde Şahin Giray’ı alt edememiştir. Bu dönemde Ruslar bölgeye çokça Slav göçmen yerleştirmiştir. 1779’da imzalanan Aynalıkavak Tenkihnamesi ile, Kırım hanlarının serbestçe seçilmesi, Rus askerlerinin Kırım’dan çekilmesi, Osmanlı Devleti’nin Şahin Giray’ı tanıması maddelerini kabul edilmiş ancak yine de Ruslar antlaşmaya uymamıştır.
1783’te II. Katerina‘nın emriyle Kırım ilhak edilmiştir. Artan Rus etkisine karşı halk ayaklanmış ve Bahadır Giray tahta geçirilmiştir, Şahin Giray ise Ruslara sığınmıştır. Osmanlı Devleti Kırım’a giren Rus Ordusu’na karşı yeni bir savaşa girmiş ancak başarılı olamamıştır ve 1792’de Yaş Antlaşması ile Kırım’ın Rusya‘ya ilhakını kabul etmiştir.
Yorum gönder