Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (kısaca KKTC) veya Kuzey Kıbrıs, Akdeniz‘de bulunan en büyük üçüncü ada ve Anadolu yarımadasının 65 km güneyindeki Kıbrıs adasının kuzey kısmında yer alan de facto devlet olarak bilinir.
Varlığı Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmamaktadır. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi kuruluşlar ve uluslararası toplum tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti‘nin Türkiye işgali altındaki toprağı olarak tanımlanır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uluslararası toplum tarafından ekonomi, ulaşım, spor gibi alanlarda ambargolar uygulanmaktadır. Ambargolardan dolayı ekonomik olarak Türkiye’ye bağımlı hale geldiği bilinmektedir. Varlık süresi boyunca Türkiye tarafından ekonomik, siyasi ve askerî olarak desteklenmiş ve yardım görmüştür.
Hâkim Olan Uygarlıklar
Tarihi boyunca birçok ulusun egemenliği altına girmiştir. Kıbrıs MÖ 1500 yılı civarında Antik Mısırın, MÖ 1320 yılı civarında Hitit’in ve MÖ 1200’li yıllarında tekrar Mısırın, MÖ 1000 yılı civarından Fenikelilerin ve MÖ 709’da Asurluların egemenliği altında yaşamıştır.
1191 yılında Aslan Yürekli Richard Üçüncü Haçlı Seferi sırasında adaya yerleşmiş ve daha sonra adayı Tapınak Şövalyeleri’ne satmıştır. 1192 yılında adayı satın alan Guy de Lusignan ve soyu 1489’da Venediklilerin adayı alışına kadar Kıbrıs’ı kontrol etmiştir.
Kıbrıs’ta Venedik Cumhuriyeti hakimiyeti, 26 Şubat 1489’da başlamıştır. O dönemde adanın hâkimi olan Lüzinyan kralı, Katerina Kornaro adlı bir Venedik soylusuyla evlenmiştir. Kral ölünce, ada Venediklilere kalmıştır.
Adayı yöneten Venedikli, Mağusa‘da ikamet etmiştir. Venedikliler döneminde askeriyeye önem verilmiş, Mağusa’nınki başta olmak üzere kaleler tamir edilmiştir. Lefkoşa Surları ise 8 milden 3 mile indirilerek onarılmıştır
Fetihten önce Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki Osmanlı Devleti‘ne ait gemilerine akın yapan Hristiyan korsanlarının sığınağı olarak kullanılmıştır. Bu korsanlar genellikle deniz ticaret gemilerine ve hacca giden yolculara saldırarak buradaki yol güvenliğini yok etmiştir. Bu gibi nedenlerden dolayı Kıbrıs’ın alınması durumu gerekli bulunmuştur.
Dini Değişimler
15 Eylül 1570 tarihinde Lala Mustafa Paşa, tören ile Lefkoşa şehrine giriş yapmıştır. Kıbrıs fethedildiği tarihte adada çok az sayıda Ortodoks Rum bulunmaktadır. Çünkü Venedikliler Katolik olduklarından Ortodoks Kilisesi‘ne yaşama hakkı tanınmamıştır. Osmanlı Devleti Ortodokslara serbestçe kilise kurma ve gelişme imkânı sağlamıştır. Böylece adada Ortodoks Kilisesi gelişmiş ve Katolik Kilisesi etkinliğini kaybetmiştir.
EOKA 1 Nisan 1955’te adada faaliyete geçmiştir. Rumlar arasında Enosisçi-Anti Enosisçi çatışması başlamıştır. Türkiye ilk kez sorunda taraf olmayı kabul etmiştir ve 29 Ağustos’ta Londra’da Birleşik Krallık ve Yunanistan’ın katıldığı toplantıda, Türkiye de temsil edilmiştir. 15 Kasım 1957’de Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) kurulmuştur. 1958 yılında gündeme gelen MacMillan Planı’na göre Kıbrıs’ın İngiliz Milletler Topluluğu içinde kalmasına ama Türkiye ve Yunanistan’la da bağlara sahip olmasına karar verilmiştir.
Kıbrıs Harekâtı
Kıbrıs Harekâtı sonrasında 1976’da Kıbrıs Türk Federe Devleti ortaya çıkmıştır.
15 Kasım 1983’te Kıbrıs Türk Federe Devleti meclisi Self-determinasyon hakkını kullanarak oybirliği ile aldığı bir kararla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurmuştur. KKTC‘nin kuruluş bildirgesini kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş okumuştur.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması, Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan’ın ve pek çok devletin yanı sıra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de tepkisini çekmiştir.
Güvenlik Konseyi, 18 Kasım’da aldığı bir kararla bağımsızlık kararını kınamıştır. 13 Mayıs 1984’te de Güvenlik Konseyi 550 sayılı kararı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanını ayrılıkçı bir hareket olarak nitelememiştir.
KKTC’nin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (G.K.K.) adında tümen seviyesinde bir askeri birliği bulunmaktadır. G.K.K.’nda 18 ile 40 yaşları arasında zorunlu askerliğe alınmış 4000 kadar personel vardır. Bunun yanında Türk Silahlı Kuvvetleri‘nin 11. Kolordu’su Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı (K.T.B.K.) içerisinde varlığını sürdürme durumundadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslararası camiada tanınmamasından dolayı ekonomik olarak Türkiye‘den destek almaktadır. Tedavüldeki para birimi Türk lirası olarak kaydedilmiştir. KKTC’nin neredeyse tüm ithalat ve ihracatı Türkiye üzerinden yapmaktadır.
Yorum gönder