×

Uygur Devleti

Uygur devleti

Uygur Devleti

Uygur devleti, Uygur soylularının yönetimi altında kurulmuş bir federasyon olarak nitelendirilmektedir.

Uzun yıllar boyu varlıklarını sürdürdükleri bilinmektedir. 742-840 yıları arasında ayakta kalmayı başarabilmişlerdir. Orhun ırmağı kıyısında ilk defa kendilerini göstermiş olmakla birlikte, ilk kağanın hükümdarlığının 2 yıl kadar sürdüğü bilinmektedir. Yerine oğlu geçmiştir.

İkinci kağanın, tüm boyları ve Türkçe konuşan boyların tamamını kendi hakimiyetine alma amacı olduğu bilinmekle birlikte, uzun savaşlar sonucunda bunu başardığı bilinmektedir. Tüm Türk soylu boyları kendi hükümdarlığına bağlayan 2. Kağan, devletinin temellerini sağlam oluşturmuştur.

Uygur Devletinde Gelişme ve İlerleme Dönemi

Uygur devleti Arap Çin rekabetinin artması nedeni ile orta Asya politik sahasında kendini göstermiştir.

Çin ile savaşan Arapların diğer Türki ve İslamiyet’i benimsemiş boyların desteğini alması sayesinde Çin ordusunun dağıtıldığı bilinmektedir. Çinin, sonu gelmeyen asimilasyon politikası sebebi ile boş kalan büyük tarım havzasının Uygurların eline geçtiği de bilinmektedir. Bu durum cinde büyük problemlerin ortaya çıkmasında oldukça etkili olmuştur.

Hatun adayı bir prenses ve 20 bin top ipek karşılığında, 2. Kağanın Çine yardım ettiği ve başkenti, saldıran askerin elinden kurtardığı bilinmektedir. Zabıt kuvvetlerinin 200 bin kişi kadar oldukları ve her iki başkenti de zapt ettikleri bilinmekle birlikte, 2. Kağanın tang hanedanlığı döneminde ortaya çıkan bu isyanı bastırması ve başkentleri geri almasının zor olmadığı da bilinmektedir.

Uygur devleti

Uygur Devletinde Gerileme ve Çöküş Dönemi

Uygur devleti, Tibetlilerin Çin baskısının artmaya başladığı dönemde zorlanmıştır.

Tibetlilerin Uygurlar ile Çinliler arasında gelişen ticaret anlaşmalarını sarstıkları ve etkiledikleri bilinmektedir. Uygur devletini yöneten bazı kağanların tahttan indirilmesinde, Tibetlilerin yaptıkları baskınları engelleyememiş olmaları da sebep gösterilmekteydi.

Tibetlilerin aynı zamanda, askeri ve siyasi olarak da Çin ve Uygur devleti arasındaki dengeyi bozdukları bilinmektedir. Tibetlilerin doğu Türkistan sınırına sızmaları ve Kırgızların kuzey yönünden sürekli olarak baskı yapmalarının devletin sonunu getirdiği bilinmektedir.

Uygur Devletinde Kültür ve Medeniyet İşleyişi

Uygur devleti, Kırgızların hükümdarlarını öldürmesi ve tüm halkı kılıçtan geçirmesi olayından sonra, iç tarım arazilerine kaçmışlar ve devlet olarak yok olmuşlardır.

Bundan önce, günümüzde Türk devletlerinde görülen birçok özelliğin Uygurlarda görüldüğü bilinmektedir. Çok dinli bir devlet olduğu, ülkeyi gezen her gezgin tarafından anlatılmış olmakla birlikte, aynı gezginler ülkenin çok zengin olduğundan da bahsetmişlerdir.

Uygur devleti, diğer devletler arasında ezilmemek ve kaybolmamak adına Manihaizm dinini benimsemiş ve resmi din olarak kabul etmiş olmasına rağmen Budizm ve diğer pek çok dinin de bünyesinde rahatlıkla yaşanmasına izin vermekteydi.

Bunun yanı sıra, Budizm’in benimsenmesinde, devlet yapıları ilginç bulunduğu için sıklıkla gönderilen Çinli elçilerin etkili olduğu düşünülmektedir. İlerleyen dönemlerde devlette, Budizm ağırlıklı ancak her dine saygılı bir yönetim biçimi ortaya çıkmıştır.

Diğer bozkır devletlerine göre çok daha rahat ve huzurlu yaşadıkları da bilinmektedir. Hukuk, sivil örgütlenme, spor ve müzik gibi kavramların ilk kez Uygur devletinde ortaya çıktığı bilinmekle birlikte, bunların tamamı günümüze dek aktarılmıştır.

Devlet ile ilgili pek çok el yazması ya da kayıt ve kaynak bulmak oldukça kolaydır. İlk zamanlar, Göktürk alfabesini kullandıkları ancak zaman içerisinde kendi alfabeleri olan Uygur alfabesine geçtikleri bilinmektedir.

Kansu çevresinde yaşayan Uygurların, daha ileri dönemlerde Budizm’i benimsedikleri bilinmektedir. Ayrıca Uygurların zaman içerisinde kendi alfabelerini kullanmaya başlamış olması pek çok başka devleti de etkilemiştir. Örneğin; Uygur asıllı devlet adamlarının yazılarından dolayı Moğol devletinde Uygur harfleri kabul görmüştür.  Mançurlar ve hatta fatih sultan Mehmet döneminde Osmanlı dahi Uygur yazısını öğrenmiş ve öğretmiştir.

Yorum gönder